ölü sayısı: ölenlerin yekûnu, zayiat.
I'm afraid there will be a large death toll from the earthquake.
Otomatik Geçiş Sistemi (OGS)
bir milletten büyük kan dökme fedakârlığı talep etmek
Fiil
olumsuz şekilde etkilemek
Fiil
kötü bir şekilde etkilemek
Fiil
birinin mesleğine ket vurmak gelirinin büyük bir kısmını almak
Fiil
yol kazalarında ölüm oranı
(ağır ağır ve sürekli) çan çalmak.
(ağır ağır çan çalarak) ölümü ilân etmek.
tole ile ayni anlama gelir. celbetmek, cezbetmek, kendine çekmek, avı cezbedecek hareketler yapmak.
geçmelik, geçiş vergisi, köprü/yol parası, müruriye.
toll bar: geçmelik ödeme kapısı.
toll bridge: ücretle geçilen köprü.
toll collector: geçmelik toplayan kimse.
toll highway/road: geçiş ücreti alınan yol.
şehirler arası telefon ücreti.
toll call: şehirlerarası telefon konuşması.
toll line/trunk:
şehirlerarası telefon hattı.
(bir felakette) zayiat/hasar miktarı.
death toll: ölü sayısı.
Fire took a heavy toll: Yangın
büyük mal ve can kaybına sebep oldu.
The toll was 60 persons dead and 73 missing.
geçmelik/geçiş ücreti vb. almak.
…in işlemesini durdurmak
Fiil
gümrük resmi ödenen köprü
geçiş parası alınan köprü
uzaktan kumanda kablosu
İsim
(US) şehirlerarası konuşma
(telefon , Br) acele telefon
(US) (telefon konuşmaları) ödemeli
(telefon) şehirlerarası hat
(US) şehirlerarası direkt arama
zaman aşımını inkıtaa uğratmak
Fiil
(telefon , Br) yakın mesafe konuşma trafiği
trafik kazası istatistiği