renk tonu siyahtan beyaza derece derece değişen fotoğraf
(telefonda) çevir sesi.
İsim
(telefonda) çevir sesi.
İsim
yerel renkler: hâki, bej, yeşil vb.
İsim
bir tartışmaya gerekli önemi vermemek
Fiil
kayıt başlığında üretilen ses.
İsim
sesinde alınmış bir hava ile
keynote ile ayni anlama gelir. esas nota.
tikel ses, tikel ton: bileşik bir sesi oluşturan sinüsoidal titreşimlerden herbiri (ana ses veya harmonik).
Sadece
partial ile ayni anlama gelir.
upper partial tone: uyumcul, harmoni
İsim
...'in havasını belirlemek
Fiil
ses perdesi, ton.
tone of voice: sesin tonu.
half tone = semi tone: yarım perde.
whole tone: tam perde.
konuşma tarzı, şive, ağız.
change tone: ağız değiştirmek.
I don't like his tone: ağzını beğenmiyorum.
(hece veya kelime üzerinde) vurgu.
titrem: sesin yüksekliğindeki değişikliklerle gerçekleşen anlam ayırımı. Çince, Japonca, Sırpça, Hırvatça,
İsveççe, Norveççe vb. dillerde yükseklikteki değişiklik anlam ayırıcıdır. Bunlara “
tone language: titremli dil” denir.
(renk) nüans, açıklık/koyuluk.
vücudun veya organın sağlıklı hali.
Tıp
maneviyat, ruhsal durum.
The tone of the school is excellent : Okulun maneviyatı yüksektir.
(yazı/konuşma) tarz, üslûp.
the macabre tone of Poe's stories.
durum, ortama hâkim olan hava/düşünce/anlayış vb.
the tone of the market: piyasa durumu.
the liberal tone of 1930's: 1930 yıllarının liberal havası.
seslendirmek, âhenk vermek.
low/high toned: alçak/yüksek perdeli.
low toned conversation: alçak sesli konuşma.
renk vermek, renk tonunu değiştirmek.
tone with: renk bakımından uymak.
kimyasal olarak fotoğrafın rengini değiştirmek.
bedensel/zihnî sağlığını iade etmek.
timber, tını, tannaniyet.
ses perdesi farkını algılamayan
tuşlu arama
Bilgi Teknolojileri
(a) (resim) rengini açmak, (b) aşağıdan almak, hafifletmek, mülâyim davranmak.
The newspaper toned down its attack.
(a) (rengini) koyulaştırmak, (b) kuvvetlen(dir)mek, şiddetlen(dir)mek.