1. devote to: adamak, hasretmek, vakfetmek, bütün vaktini harcamak.
    devote oneself: kendini
    adamak, nefsini hasretmek.
    He devoted himself to science. The mother devoted herself to the children.
  2. ayırmak, tahsis etmek.
    I don't think we should devote any more time to this question.
  3. lânetlemek, beddua etmek, mahkûm etmek.
  4. (bkz: devoted ).
zamanını birine ayırmak Fiil
bir sütunu kitap eleştirisine ayırmak Fiil
bir şeye büyük dikkat ve titizlik göstermek Fiil
kendini yeni bir işe adamak Fiil
kendini hayır işlerine vermek Fiil