1. ürkü, ürküntü, âni korku, telâş, dehşet, panik.
    to create a panic = push/press/hit the panic button:
    panik yaratmak, ortalığa telâş/korku salmak.
  2. ürkme, âni korku ve telâşa/paniğe/dehşete kapılma.
  3. Maliye güvensizlik, piyasada panik, paniğe kapılarak eldeki kıymetli evrakı düşük fiyatla toptan satma.
  4. çok güldürücü/komik.
    The comedian was an absolute panic.
  5. telâşlı, korku/endişe/panik sonucu.
    A wave of panic buying shook the stock market.
  6. Tanrı Pan'a ait.
  7. Botanik
    panic grass ile ayni anlama gelir. ekin, hububat,
    Panicum türünden birçoklarının taneleri
    besin olarak kullanılan bitkilerden herhangi biri.
  8. tane.
  9. Fiil paniğe/ şiddetli korkuya/dehşete/telâşa kapılmak.
  10. Fiil paniğe uğratmak, panik yaratmak, çok ürkütmek/korkutmak.
  11. Fiil çok güldürmek, (komiklik yaparak) çok eğlendirmek, kahkahaya boğmak.
    He panicked the audience.
akılı çıkmak Fiil
panik çıkarmak Fiil
halk paniği
apar topar
para paniği
panik yaymak Fiil
panik atak İsim, Psikiyatri
istif amacıyla satın almak Fiil
panik bozukluğu İsim, Psikoloji
panik bozukluk İsim, Psikoloji
dehşetli korku
iki ayağı bir pabuca girmek Fiil
panik yaratan basın
istif etmek için satın alma
panik yüzünden yapılan acele satış
panik satışı
acil durum
paniğe kapılmış
dehşete düşmüş
paniğe vermek Fiil
Paniğe gerek yok.