1. (kuş vb.) sıvazlanmak, (gaga/dil ile) tüylerini sıvazlamak/düzeltmek/taramak.
  2. kendine çeki düzen vermek, şık giyinmek, süslenmek.
    She preened in front of the mirror for ten minutes.
  3. kendini övmek, (bir şeyi ile) övünmek/gururlanmak.
  4. zarif ve kibar görünmek, kibarlaşmak.
  5. (a) iğnelemek, iğne ile tutturmak, (b) (ziynet) iğne, broş.
sevinmek, övünmek, gurur duymak.
He preens himself on his success.