trumpeted -> trumpet

  1. Müzik trompet
  2. borazan.
  3. boruya benzer şey.
  4. boru gibi ses, (fil sesi vb.).
  5. (bkz: ear trumpet ).
  6. boru çalmak, boru çalarak ilân etmek.
  7. ilân etmek, yaymak, herkese duyurmak.
  8. boru gibi ötmek/ses çıkarmak.
kendi borusunu öttürmek, kendini övmek, övünmek.
kendini övmek Fiil
kendinden bahsetmek Fiil
böbürlenmek Fiil
boru çiçeği İsim, Botanik
sağır borusu: eskiden ağır işiten kimselerin daha iyi işitebilmek için kulaklarına tuttukları sesi toplayıcı boru. İsim
ağız borusu.
(a) boru sesi, (b) çağırı.
borulu hanımeli
(Campsis radicans).
çulluk balığı
(Centiscus scolopax).
boru çiçeği.
borulu hanımeli
(Lonicera sempervirens).
trompetçi