come across

  1. (a) rasgelmek, tesadüf etmek, beklenmeyen anda karşılaşmak, tesadüfen bulmak.
    I've just come across
    a beautiful poem in this book. (b) etkimek, etkili/müessir olmak, başarı sağlamak, beklenen etkiyi yaratmak, hüsnü kabul görmek.
    Your speech came across very well. (c)
    come across as …
    k.d. … gibi gözükmek, … gibi gelmek, … intıbaını uyandırmak.
    He came across (to me) as (being) quite a nice person really. (d)
    come across with
    argo (ihtiyaç halinde) para/bilgi vermek, ödemek, teslim etmek, sakladığını çıkarıp vermek.
    Wealthy relatives who come across with a couple of thousand dollars.
hazine bulmak Fiil
birşey hissi uyandırmak Fiil
birşey olduğu düşünülmek Fiil
birşey gibi görünmek Fiil
birşey gibi görülmek Fiil
biriyle karşılaşmak Fiil
birine tesadüf etmek Fiil
birine rastlamak Fiil
biriyle karşılaşmak Fiil
birşeyi rastlantı eseri bulmak Fiil
birşeyi keşfetmek Fiil
birşeye rastlamak Fiil
gerektiğinde bilgi veya para sağlamak Fiil
birşeyle imdada yetişmek Fiil
birşey sağlamak Fiil