1. Son Ek “düzensiz büyüme”: göze çoğalması ile büyümenin basınç etkisiyle düzensiz bir hal alması.
    ör.: hyponasty.
iğrenç, tiksindirici. Sıfat
pis, murdar, çok kirli. Sıfat
nahoş, berbat, sıkıcı, üzücü, hoşa gitmeyen.
a nasty habit/weather/situation. Sıfat
ayıp, çirkin, edepsiz, müstehcen.
nasty story: müstehcen hikâye.
nasty language. Sıfat
kinci, garezkâr, hain, fesat, rezil, alçak, âdi, aşağılık, öfkeli, huysuz.
a nasty temper.
don't
be nasty: fesatlığı/kinciliği bırak.
to turn nasty: kin tutmak, rezilleşmek, rezilliği ele almak, âdileşmek.
a nasty trick: alçakça bir düzen/hile.
Sıfat
berbat, çok kötü, feci, müthiş, ağır.
nasty blow: müthiş/ağır darbe.
a nasty cut. a nasty accident. Sıfat
(çok) tehlikeli, zararlı.
had a nasty climb to reach the summit.
nasty sea: dalgalı/tehlikeli deniz. Sıfat
anlaşılmaz, çetin, girift, içinden çıkılmaz.
a nasty problem. Sıfat
pis/iğrenç/tiksindirici/nahoş/berbat/kötü şey/kimse. İsim
kötü bir viraj
hınzırlık
kötü bir deneyimi olmak Fiil
nahoş bir şey ima etmek Fiil
müessif kaza
tehlikeli sokak köşesi
tekin olmayan arkadaş
hoşa gitmeyen kişi
tehlikeli deniz
düşmesi onu epeyce sarstı
pis bir öksürüğe tutulmuş
pornografik ya da aşırı şiddet sahneleri içeren video filmi