a living

depend on one's pen for a living

kalemiyle geçinmek Fiil

capable of making a living

geçimini sağlayabilecek yetenekte

earn a living

hayatını kazanmak Fiil

earn a living

geçinmek Fiil

make a living

hayatını kazanmak Fiil

make a living

geçinmek Fiil

make a living

geçimini sağlamak Fiil

put someone in the way of earning a living

birini hayatını kazanacak bir işe koymak Fiil

scrape a living

zar zor geçinmek Fiil

shift for a living

geçimini sağlamak Fiil

teach for a living

hayatını öğretmenlikle kazanmak Fiil

the problem of earning a living

boğaz derdi

the struggle to learn a living

ekmek kavgası İsim

the struggle to make a living

geçim derdi

truck for a living

kamyon işleterek hayatını kazanmak Fiil

earn a living by teaching

öğretmenlikle hayatını kazanmak Fiil

make a living by imposture

sahtecilik sahtekârlıkla geçimini sağlamak Fiil

make a living by lying and imposture

yalan dolanla geçimini sağlamak Fiil

make a living by taking in lodgers

odalarını kiraya vererek geçinmek Fiil

make a living by writing

yazarlıkla geçinmek Fiil

make a living out of it

geçimini ondan çıkarmak Fiil

make a living out of it

geçiminıondan çıkarmak Fiil

one who is like a living corpse

canlı cenaze

provide a living for

nafakasını temin etmek Fiil

wrest a living from the soil

ekmeğini taştan çıkarmak Fiil

(person) living in a city

kentli

earn a bare living

ancak geçimini sağlamak Fiil

earn a bare living

geçinecek kadar para kazanmak Fiil

earn a good living

rahat bir hayat sürecek şekilde hayatını kazanmak Fiil

earn a good living

müreffeh bir hayat sürecek şekilde hayatını kazanmak Fiil

eke a scanty living

kıt kanaat geçinmek Fiil

get a sufficient living

geçinecek kadar para kazanmak Fiil

living in a dream world

hayalperest

make a precarious living

riskli hayat sürmek Fiil

make a precarious living

güvensiz bir yaşamı olmak Fiil

one living in a foreign land or far from home

gurbetçi