1. yabancılaştırmak, soğutmak.
    He has alienated his entire family: Bütün ailesini (kendinden) soğuttu.
  2. uzaklaştırmak, başka tarafa çevirmek, başka işe tahsis etmek, devretmek.
    to alienate funds from their
    intended purpose: sermayeyi başka işe tahsis etmek.
  3. Hukuk ferağ ve temlik etmek.
    to alienate lands.
  4. yabancı, ecnebi, garip.
yabancılaşmış Sıfat, Felsefe
temlik etmek Fiil
bir mülkü devretmek Fiil
mülkü devretmek Fiil
müşteri kaçırmak Fiil
parayı gereken yerden başka yerlere harcamak Fiil
fonu esas amacından başka yere saptırmak Fiil