1. İsim, Ceza Hukuku tutuklama
  2. İsim tevkif
  3. İsim, Hukuk tevkifat
  4. tutuklamak, tevkif etmek.
    The policeman arrested the thief: Polis, hırsızı tutukladı.
  5. yakalamak, (dikkatini) çekmek/celbetmek.
    to arrest the attention: dikkati(ni) çekmek.
  6. durdurmak, engellemek.
    The fallen tree arrested traffic on the road.
    to arrest progress: ilerlemeyi durdurmak.
  7. Tıp hastalığın ilerlemesine engel olmak.
    The drug did not arrest tuberculosis: İlâç, veremin ilerlemesine engel olamadı.
  8. tutuklama, tevkif.
    The police made several arrests: Polis birçok kişileri tutukladı.
  9. yakalama, kuvvet zoru ile alıkoyma.
  10. durdur(ul)ma, önle(n)me.
    The arrest of a dangerous disease by means of the new drug.
  11. Makine durdurucu, (makineyi) durdurma düzeni.
keyfi tutuklama İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
avukatın tutuklanmama ayrıcalığı
tutuklanmamak Fiil
tutuklanmak
tutuklanmak
tutuklanmak Fiil
tutukluluk
kalp durması İsim, Tıp
(askerlikte) oda hapsi
oda hapsi Askerlik
vatandaş tutuklaması: bir şahsın vatandaşlık yetkisine dayanarak suçluyu tutuklaması.
cebri tutuklama
gözaltı ve tutukluluk İsim, Hukuk
gözaltı ve tutuklama İsim, Hukuk
bir tutuklamada bulunmak Fiil
bir tutuklama yapmak Fiil
tutuklamada bulunmak Fiil
yanlış tutuklama, sebepsiz tevkif, yasal bir temele dayanmadan ya da yasaya aykırı tutuklama. İsim
hürriyeti tahdit İsim, Hukuk
tutuklanmama
yasama dokunulmazlığı
dokunulmazlık
sabıkalı olmak Fiil
eskiden tutuklanmış olmak Fiil
gözaltı
ev hapsi
tutuklama emri çıkartmak Fiil
tutuklama emri çıkarmak Fiil
karakolluk
tutuklama emri çıkarmak Fiil
kötü niyetle tutuklama
haksız tevkif (kanunen yetkili merci tarafından , ancak haklı bir nedene dayanmadan yapılan tevkif
kanunda öngörülmemiş olsa da yetkili bulunan merci tarafından nedene dayanmayan tutuklama
haksız tevkif
toplu tutuklama İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
borç içeren hapis
basit tutuklama
tutuklama emri
tutuklama emri
hâkimin mahkemede bir kişiyi sözlü emriyle tutuklaması
hâkimin mahkemede bir şahsı sözlü emirle tutuklaması
hâkimin mahkeme huzurunda bulunan bir kişiyi sözlü emriyle tutuklaması
birini tutuklamak Fiil
geçici tutuklamak Fiil
tutuklamak Fiil
dokunulmazlık
tutuklama muafiyeti
geçici tutuklama
gözaltıına almak Fiil
tutuklama nedeni
geçici tutuklama talebi İsim, Uluslararası Hukuk
birini tutuklanmaktan kurtarmak Fiil
bir tutuklanmaya karşı koymak Fiil
bir tutuklamaya karşı koymak Fiil
tutuklamaya karşı koymak Fiil
solunum durması İsim, Tıp
solunum arresti İsim, Tıp
tutuklu, mevkuf.
to place/put someone under arrest: bir kimseyi tutuklamak/tevkif etmek.
house/open
arrest: göz hapsi.
tutuklu Sıfat, Hukuk
ev hapsinde
tutuklama emri
tevkif müzekkeresi
tutuklama belgesi
karakolluk
tevkif müzekkeresi
tutuklama emri
alacağı haczetmek Fiil
kararı tecil etmek Fiil
kararı ertelemek Fiil
gemiye el koymak Fiil
bir gemiyi haczetmek Fiil
bir hırsızı tutuklamak Fiil
geliştirmeyi durdurmak Fiil
tutuklama emri olmadan derhal tevkif etmek Fiil
tutuklama emri almadan tevkif etmek Fiil
tutuklama emri olmadan tevkif etmek Fiil
nezaret altında tutma
askerlikte oda hapsi
hükmü ertelemek Fiil
yabancı bir gücün durdurulması
borç için haciz
çocuğun gelişmesinin durması
mallara el koymak Fiil
soruşturmanın durdurulması
kararın sonraya bırakılması
hükmün sonraya bırakılması
gemiye el koyma
ithamlar üzerine tutuklamak Fiil
şüphe üzerine tutuklamak Fiil
tutuklama emri İsim, Hukuk
tutmak Fiil
birinin dikkatini kendi üzerinde toplamak Fiil
gemiyi haczetmek Fiil
adli muamele ile tevkif
tutuklama emri
tutuklama müzekkeresi İsim, Hukuk
yakalama emri İsim, Hukuk
gıyabi tutuklama kararı
yakalama karar tarihi İsim, Hukuk
Avrupa tutuklama emri (belgesi)
birinin tutuklanması için emir çıkarmak Fiil
birisi için tevkif müzekkeresi çıkartmak Fiil
yakalama emrinde usulsüzlük İsim, Hukuk
davanın sukutu için dilekçe
davanın düşmesi için dilekçe
kararın ertelenmesi talebinde bulunmak Fiil, Hukuk
tevkif müzekkeresi elde etmek Fiil
şüpheli suçluların tutuklanması için emir çıkarmak Fiil
Avrupa Tutuklama Emri Özel Isim, Hukuk