(işi) becerememek, yüzüne gözüne bulaştırmak.
birlikte geçinememek
Fiil
kötü performans sergilemek
Fiil
dizgi yanlışları iyi düzeltilmemiş prova
kötü/fena/muztar durumda, darda.
His family has been pretty bad off since he lost his job. bk:.
well off.
(a) fena, (b) talihsiz, şanssız, …'den mahrum.
He's badly off for friends: Arkadaştan yana hiç
talihi yok.
Cf.:
well off.
acele yeni aletler gerekmek
Fiil
bir iş için gerekli vasıflara sahip olmamak
Fiil
bir vasiyetnamede haksızlığa uğramak
Fiil
birine kötü davranmak
Fiil
yaramazlık yapan çocukları terbiye etmek
Fiil
acil onarım gerektiren bina
gözünde birinin itibarı azalmak
Fiil
biri gözünden düşmek
Fiil
biri hakkında kötü düşünmek
Fiil
fakir düşmek.
be badly off for (sugar etc.): (şeker vb.) az kalmak.
How are we off for coal:
Kömürümüz ne kadar kaldı?