1. Sıfat cesur, atılgan, gözüpek.
    a bold hero: cesur bir kahraman.
    a bold step: cesur bir adım.
  2. Sıfat arsız, küstah, haddini bilmez, edepsiz, utanmaz.
    He made bold to ask my age: Yaşımı sorma küstahlığını
    gösterdi.
    a bold youth: arsız bir genç.
    as bold as brass: çok arsız/yüzsüz.
    If I may make so bold: Cür'etimi mazur görün.
  3. Sıfat cür'etli, cür'etkâr, yürek ve cesaret isteyen.
    a bold adventure.
  4. Sıfat yaratıcı, hayal gücü geniş.
    Einstein was a bold mathematician.
  5. Sıfat gösterişli, göz alıcı, çarpıcı.
    a bold pattern.
  6. Sıfat dik, sarp.
    a bold cliff.
  7. Sıfat, Denizcilik seyrüsefere elverişli, sığ olmayan.
    bold waters.
  8. Sıfat (kalın (harf).
  9. Sıfat kendinden emin.
cür'et/cesaret etmek, tehlikeyi/sakıncayı göze almak.
to make (so) bold (as) to do something:
bir şey yapmaya cür'et/cesaret etmek.
I made bold to offer my suggestion: Fikrimi belirtmek cesaretini gösterdim.
cür'et/cesaret göstermek.
matbaacılıkta normalden kalın olan harfler
siyah harf
cesur adım
siyah harf
çöplüğünde horozlanır gibi.
cesareti ele alıp kaçmaya çalışmak Fiil
kalemi cüretli olmak Fiil
koyu harflerle dizilmiş
güç bir durumu azimle karşılamak Fiil
koyu harfler ile basmak Fiil
korktuğu halde cesur görünmek Fiil
yiğitlik göstermek Fiil
(zor bir durumu) cesaretle/metanetle vb. karşılamak, yılmamak, fütura kapılmamak.
You must put a good face on it.
(borsa) tutumunu değiştirmek Fiil