kabul etmemek, karşı durmak, şüphe ile karşılamak. He demurred at the suggestion.
Hukuk itiraz etmek, karşı koymak, zorluk çıkarmak.
duraksamak, tereddüt etmek.
demurral ile ayni anlama gelir. itiraz, karşı koyma, zorluk çıkarma, duraksama, şüphe, tereddüt.
make no demur: itiraz etmemek, zorluk çıkarmamak. put in a demur: itiraz etmek. without demur: itirazsız, itiraz etmeden. He accepted my proposal without demur.