1. Fiil (suda) boğ(ul)mak, (suya vb.) bat(ır)mak/ dal(dır)mak.
    Many people drowned when the boat capsized.

    drowned in sleep: derin uykuya dalmış.
    drowned in tears: iki gözü iki çeşme, sel gibi gözyaşı döküyor.
  2. Fiil (üzüntü, keder vb.) bastırmak, defetmek, dağıtmak.
    He drowned his sorrows in drink.
  3. Fiil garketmek, garkolmak, dolup taşmak.
    Streets drowned by the floods.
  4. Fiil (bir karışımı) fazla sulandırmak, çok su katmak.
boğmak Fiil
işi başından aşmak, işe boğulmak.
He drowned himself in work.