1. Fiil, Tekstil Sanayii solmak
  2. Fiil, Tekstil Sanayii rengi atmak
  3. Fiil sol(dur)mak, rengi(ni) at(tır)mak, soluklaş(tır)mak, (renk) uçmak.
    Sunshine faded the tapestry. The
    flowers fadeed rapidly. The bedroom curtains have faded a lot.
  4. Fiil sönükleş(tir)mek, kıs(ıl)mak.
    The daylight was fast fading.
  5. Fiil (bek) ileri pas vermek için kaleye doğru gerilemek.
  6. Fiil zar atmada sürülen peyi kabul etmek.
  7. açılma-kararma, kısma, bir resmin sönükleşip öbürünün belirmesi.
  8. yavan, lezzetsiz, alelâde.
sönmek Fiil
kararmak Fiil
soldurmak Fiil
ayrılmak Fiil
gitmek Fiil
radyo ya da televizyonda kontrol odasından değil de
stüdyodan yayınlanan seslerin giderek azalması
perdeyi karartmak Fiil
eriyip gitmek Fiil
gözden kaybolmak Fiil
daha az duyulur olmak Fiil
azalmak, zail olmak, geçmek, şiddetini/kuvvetini kaybetmek, silinmek, (halk) dağılmak, kaybolmak, sırra
kadem basmak, görünmez olmak.
His anger faded away. The shapes faded (away) into the night. When the police arrived, the crowd faded away.
açılma
açığa çıkmak Fiil
görünür olmak Fiil
açılma - kararma İsim, Sinema
yavaş yavaş belirmek, (ses) yükselmek.
bir sahneyi bir başka sahneye dönüştürmek Fiil
yavaş yavaş zayıflayıp kaybolmak, sönmek, görünmez/işitilmez hale hale gelmek, duyulmamak.
to fade out last scene.
bir konuşmayı duyulmaz hale getirmek Fiil
karart!
solmaz
kararmak Fiil