1. böğür, yan taraf.
  2. hayvanın böğür eti, kaburga ile but arasındaki et.
  3. böğür eti dilimi.
  4. yan, cenah, (bina vb.'nin) yanı.
  5. Askerlik2 yan, cenah, kanat.
    flank attack: yan taarruzu, kuşatma/çevirme hareketi.
    flank march: yan
    yürüyüş, yan taarruzunu yapmak, maksadıyla cepheye paralell yürüyüş.
    flank movement: çevirme hareketi.
    turn the flank of: yandan çevirme hareketiyle düşmanın yanını geri çekilmeye mecbur etmek.
    turn someone's flank: yandan hücum etmek, umulmadık bir taraftan hücuma geçerek hasmını bozmak.
    take the enemy in the flank: düşmanın yanlarına saldırmak.
  6. (istihkâm veya kalenin) sağ/sol ucu.
  7. yan tarafında olmak/bulunmak.
  8. yanını/cenahını/kanadını savunmak/müdafaa etmek /korumak/takviye etmek.
  9. yanını/cenahını tehdit etmek, yanına/kanadına saldırmak/hücum etmek, yandan çevirmek.
  10. kenarlarına yerleştirmek, kenarını çevirmek/çevrelemek.
    a road flanked with linden trees. High buildings
    flanked the main street.
  11. yanlarda/cenahlarda yerleşmek/yer almak.
  12. yanını/kanadını çevirmek, yanlamak, yanında olmak.
    flanked by 2 policemen: 2 polisin ortasında.
sol kanat İsim, Futbol
açık yan Askerlik
sağ kanat İsim, Futbol
düşmana karşı yandan harekete geçmek Fiil
birini gafil avlamak Fiil
düşmanın kanadını yandan toparlamak Fiil
yandan saldırı
flanker ile ayni anlama gelir. (futbolda) yan-geri kısımda oynayan oyuncu.
yan savunma
yan ateş
(gemi) tam hız. İsim
sığırın böğründeki armut biçimli et parçası. İsim
böğür kebabı: bu etten kesilmiş pirzola. İsim
sınavı başaramamak Fiil