-
cesur, yiğit, kahraman, yürekli.
a gallant deed. a gallant soldier. They made a gallant effort to save the building.
-
gösterişli, görkemli, muhteşem, heybetli.
When that gallant ship went down there was no other like her left on the sea.
-
(özellikle kadınlara karşı) nazik, kibar, mültefit (kimse).
-
âşık, sevdalı, ateşli, tutkun.
-
şık, kibar, gösterişli çapkın (genç).
-
(kadınlara karşı) nazik/kibar/mültefit davranmak.
-
(bir kadına) eşlik/refakat etmek.
-
şık giyinmek.
-
kur yapmak, aşkını belirtmek.