Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
glare
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Ingilizce-Türkçe Çeviri
göz kamaştırıcı ışık, parıltı.
There was a red glare over the burning city.
in the full glare
of the sun: yakıcı/parlak güneş altında.
in the glare of publicity
: herkesin gözü önünde, apaçık, apâşikâr.
(öfkeli/keskin/düşmanca) bakış.
I started to offer help, but the fierce glare on his face stopped me.
sahte ihtişam, aşırı gösteriş.
parlak/düz yüzey (buz vb.).
(göz kamaştıracak derecede) parlamak, çok parlak olmak.
The sun glared out of the blue sky.
(öfkeli/keskin/düşmanca/dik dik/ters ters) bakmak, (yiyecekmiş gibi/ateş püsküren gözlerle) bakmak.
They
didn't fight, but stood there glaring at one another.
göze çarpmak/batmak, dikkati çekmek, gösteriş yapmak, caka satmak, meydan okumak.
(ışığı) yansıtmak, yansıtarak parlamak.
parlak, düz, şeffaf.
glare ice
: düz ve parlak buz.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.