1. ânî rüzgâr/esinti.
    A gust upset the small sailboat: ânî bir rüzgâr küçük yelkenliyi devirdi.
    gust
    of rain: (ânî) sağnak.
  2. (su, yangın vb.) taşma, alevlenme, parlama, ânî şiddetlenme.
  3. taşkınlık, ânî heyecan gösterisi.
    a gust of anger: hezeyan, ânî hiddet.
    There was a gust of
    laughter from the audience: Dinleyiciler kahkahayı basıverdiler.
  4. (şiddetle/şiddetli darbeler halinde) esmek, (birden) şiddetlenmek, (ânide) şiddetini artırmak.
    Winds gusting 90 km/h.
  5. tat, lezzet.
  6. eğlenme, zevk alma, haz duyma, zevkini tatmin etme.
  7. tatmak, tadına bakmak, tat almak, zevkine varmak.
rüzgârın ani olarak şiddetle esmesi

Et