Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Fiil ima/ihsas etmek, sezdirmek, çıtlatmak, (sinsice/üstü kapalı olarak) söylemek.
    He made no charge, but
    insinuated that the mayor had accepted bribes. He insinuated that she was lying.
  2. Fiil kurnazca/sinsice (bir kimsenin fikrine vb.) sokmak, (aklını) çelmek, fitlemek, fit sokmak.
    to insinuate
    doubt into a person's mind: bir kimsenin aklına şüphe sokmak.
  3. Fiil imada bulunmak, … demeye getirmek, … demek istemek,
    mec. taş atmak.
    What are you insinuating? Ne deme istiyorsun?
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

insinuate oneself (into)
sokulmak, kurnazca/sinsice sokulup güvenini kazanmak, kurnazlıkla göze girmek.
to insinuate oneself
into a person's favor. The spy insinuated himself into the confidence of important army officers.
insinuate oneself into society
kendini yavaş yavaş toplum yaşamına alıştırmak Fiil
insinuate something nasty
nahoş bir şey ima etmek Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.