1. Geçişli Fiil öğretmek, eğitmek, okutmak, ders vermek.
    She instructed three generations of village children.
  2. Geçişli Fiil bildirmek, bilgi/haber/malûmat vermek, haberdar etmek, söylemek.
    I have beeninstructed that you are planning to move out.
  3. Geçişli Fiil emir/talimat vermek.
    The owner instructed his agent to sell the property. The judge instructed the
    witness that he should tell the whole truth. I instructed him to come to work earlier.
  4. Geçişli Fiil yol göstermek, rehberlik etmek.
    He instructed her (in) how to do it.
bankasına talimat vermek Fiil
banka sına talimat vermek Fiil
talimat İsim
bir sınıfa ders vermek Fiil
bir kurula talimat vermek Fiil
savunma avukatı tayin etmek Fiil
(US) bir temsilciye talimat vermek Fiil
(Br) bir avukata talimat vermek Fiil
bir temsilciye talimat vermek Fiil
(US) bir avukatı tevkil etmek Fiil
(US) (hâkimin) jüriye hukuk kurallarının uygulanması ve kanıtların değerlendirilmesi hususlarında duruşmanın
başlangıcında talimat vermek
Fiil
kendini eğitmek Fiil
birine ders vermek Fiil
birine işini nasıl yapacağını göstermek Fiil
birine bir gerçeği aydınlatmak Fiil
bir temsilciye talimat vermek Fiil
bir avukata talimat vermek Fiil