1. Fiil tümleştirmek, bütünle(ştir)mek, tamamlamak, itmam etmek, katmak, mal etmek.
    I integrated your suggestion with my plan.
  2. Fiil birleş(tir)mek, karıştırmak, bir bütün halinde toplamak, tek cisim haline koymak, bütün/yekpare kılmak.

    The 3 neighboring cities have decided to integrate.
  3. Fiil toplamını veya ortalamasını bulmak.
  4. Fiil, Matematik tümlevlemek, tümlev/entegral almak, itmam etmek, tamamisini almak.
  5. Fiil (a) okul/lokanta/kurum vb.'ni) herkese (bütün ırklara) açmak, herkesin istifadesine sunmak, (b) (çeşitli
    ırk/din vb. gruplarına) eşit haklar tanımak.
  6. Fiil (çeşitli ırk/din vb. gruplarına mensup kimseler): (a) birbiriyle kaynaşmak.
    Do they really want to
    integrate (with us)? (b) çoğunluğun kültürünü benimsemek, temessül etmek, (c) (bir kimseyi topluma) uydurmak, intibak ettirmek, yararlı hale getirmek.
    to integrate a criminal into society. to integrate immigrants into Canadian society.
  7. Fiil tutarlı/ahenkli/insicamlı hale getirmek.
bütünleştirme, entegrasyon İsim