1. hokkabazlık, el çabukluğu (ile yapülan hüner).
  2. hile, düzenbazlık.
  3. hokkabazlık yapmak, elindeki top vb. gibi eşyayı havaya atıp tutmak.
    The acrobat juggled three plates
    while balancing on a wire.
  4. el çabukluğu ile hünerler yapma, becermek,
    mec. iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak.
    He juggled
    two jobs and a night class.
  5. hile yapmak, aldatmak.
    He juggled his brother out of his inheritance.
    juggle with figures/words
    etc.: rakamlar/kelimeler vb. ile oynamak, bunları kendi çıkarına göre değiştirmek.
    Don't juggle (with) your accounts: Hesaplarında hile yapma.
  6. oynamak, oyun yapmak.
    He likes to juggle (with) ideas.
birinin parasını cebinden çekip almak Fiil
hesaplar üzerinde oynamak Fiil
rakamlarla oynamak Fiil
birine oyun oynamak Fiil
birinin duygularıyla oynamak Fiil
gerçekleri değiştirmek Fiil