(a) sağa sola koşuşmak, uzun süre ayakta kalmaktan yorulmak.
I'm on my legs all day: Bütün gün
ayaktayım/koşuşup duruyorum/bütün gün dur otur yok. (b) (hastalıktan sonra) ayağa kalkmak, yataktan kalkıp dolaşmak.
bir şey söylemek üzere ayağa kalkmak
Fiil
(konuşmacı) ayakta konuşmak
Fiil
ayağa kalkıp itiraz etmek.
ayak ayak üstüne atmak
Fiil
bacak bacak üstüne atmak
Fiil
kendine güven gelmek
Fiil
(alay) ayağa kalkmak
Fiil
konuşmak üzere ayaka kalkmak
Fiil
konuşmak üzere ayağa kalkmak
Fiil
bir zorluğun içinden çıkmak
Fiil
yeniden eski gücünü kazanmak
Fiil
denize karşı dayanıklı olmak
Fiil
bir grup insana konuşmak üzere ayağa kalkmak
Fiil
bütün gün ayakta kalmış olmak
Fiil
korkudan süklüm püklüm olmak
Fiil
(a) son kertesinde, tahammülünün sonunda, çok bitkin halde.
I feel as if I am on my last legs, but a swim should revive me. (b) ölüm halinde, ölmek üzere.
ayakları üzerinde durmak
Fiil
başkasının yardımı olmadan kendi ayakları üzerinde durmak
Fiil
kendi yağı ile kavrulmak, kimseye muhtaç olmamak.
yürüme alıştırması yapmak
Fiil
yürümek, yürüyüş yapmak, gezmeye gitmek.
bacak bacak üstüne atmak
Fiil
bir ayakı çukurda olmak
Fiil
sallanan bir geminin güvertesinde yürüyebilme yeteneği
birini bitap düşünceye dek gezdirmek
Fiil
(a) iyileş(tir)mek, hastalıktan ayağa kalkmak, (b) birisini paraca desteklemek, kalkındırmak.
birisinden daha hızlı koşmak.
tutup kaldırmak, diriltmek, canlandırmak.