1. kısa ömürlü bir ürünün beklenildiğinden daha çok satması ya da pazarda tutunması
(a) sağa sola koşuşmak, uzun süre ayakta kalmaktan yorulmak.
I'm on my legs all day: Bütün gün
ayaktayım/koşuşup duruyorum/bütün gün dur otur yok. (b) (hastalıktan sonra) ayağa kalkmak, yataktan kalkıp dolaşmak.
zor ayakta durmak Fiil
bir şey söylemek üzere ayağa kalkmak Fiil
(konuşmacı) ayakta konuşmak Fiil
ayakta konuşmak Fiil
ayağa kalkıp itiraz etmek.
bacak bükmek Fiil
ayak ayak üstüne atmak Fiil
bacak bacak üstüne atmak Fiil
kendine güven gelmek Fiil
yadırgamamak Fiil
(alay) ayağa kalkmak Fiil
konuşmak üzere ayaka kalkmak Fiil
konuşmak üzere ayağa kalkmak Fiil
bir zorluğun içinden çıkmak Fiil
yeniden eski gücünü kazanmak Fiil
denize karşı dayanıklı olmak Fiil
bir grup insana konuşmak üzere ayağa kalkmak Fiil
bütün gün ayakta kalmış olmak Fiil
korkudan süklüm püklüm olmak Fiil
bir ayağı çukurda olma
yere sağlam basma
(a) son kertesinde, tahammülünün sonunda, çok bitkin halde.
I feel as if I am on my last legs, but
a swim should revive me. (b) ölüm halinde, ölmek üzere.
ayakları üzerinde durmak Fiil
başkasının yardımı olmadan kendi ayakları üzerinde durmak Fiil
yardım istememek Fiil
kendi yağı ile kavrulmak, kimseye muhtaç olmamak.
yürüme alıştırması yapmak Fiil
yürümek, yürüyüş yapmak, gezmeye gitmek.
tabanları yağlamak Fiil
kaçmak, tüymek.
bacakları kopmak Fiil
ön bacaklar İsim
arka bacaklar İsim
kötürüm olmak Fiil
bacak bacak üstüne atmak Fiil
çok çabuk olmak Fiil
bacaklı
bacaksız
bir ayakı çukurda olmak Fiil
sallanan bir geminin güvertesinde yürüyebilme yeteneği
shear2 (5). İsim
susta durmak Fiil
birini bitap düşünceye dek gezdirmek Fiil
yürüyebilme gücü.
(a) iyileş(tir)mek, hastalıktan ayağa kalkmak, (b) birisini paraca desteklemek, kalkındırmak.
birisinden daha hızlı koşmak.
tutup kaldırmak, diriltmek, canlandırmak.