on the side

Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. (a) fazladan fazla olarak, asıl konu dışında, (b) ayrıca, bundan başka, (c) yemeğin yaynında yenilen.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

bit on the side
(argo) sevgilisini
bit on the side
karısını aldatma
come down on the side of someone
birini desteklemeye karar vermek Fiil
come down on the side of someone
birinden taraf olmaya karar vermek Fiil
come down on the side of someone
birinin yanında yer almaya karar vermek Fiil
err on the side of
… hususunda fazla ileri gitmek, aşırı davranmak.
Often one finds that advisers err on the side of
caution: Öğüt verenler çoğunlukla ihtiyat hususunda fazla ileri giderler (aşırı ihtiyat tavsiye ederler).
side on the sidelines
fırsatını beklemek Fiil
(one) who has the law on one's side
hukuk en haklı olan
appear on the debit side of the balance sheet
bilançonun pasif tarafında görünmek Fiil
be born on the wrong side of the track
(US) asosyal bir çevreden gelmek Fiil
be borne on the wrong side of the blanket
piç olarak doğmak Fiil
be on the dark side of the boom
alçalan konjonktür durumunda olmak Fiil
be on the debit side
zimmetinde olmak Fiil
be on the debit side
borçlu tarafta olmak Fiil
be on the drab side
az para kazanmak Fiil
be on the high side
(fiyat) yüksek olmak Fiil
be on the high side
(fiyatlar) oldukça yüksek olmak Fiil
be on the long- side of the market
(US) hisse senetlerinin yükseleceğini bekleyerek elde tutmak Fiil
be on the safe side
sonuçtan emin olmak, ihtiyatlı davranmak, (ne olur ne olmaz diyerek) bütün olasılıkları gözönüne almak.
be on the same side
aynı yanda olmak Fiil
be on the winning side
kazanan tarafta olmak Fiil
be on the wrong side of the forty
kırkını geçmiş olmak Fiil
be on the wrong side of the post
işi azıtmak Fiil
born on the wrong side of the blanket
piç, gayrımeşru, evlilik dışı doğan.
come down on the right side of the fence
kazanan tarafta olmak Fiil
come out on the right side
sağ tarafından kalkmak Fiil
come out on the wrong side
ters tarafından kalkmak Fiil
drive on the right side
arabayı doğru taraftan sürmek Fiil
drive on the wrong side of the road
yolun yanlış yönünde gitmek Fiil
enter an item on the credit side
kalemi alacağa geçirmek Fiil
enter on the credit side
alacak tarafına kaydetmek Fiil
get on the soft side of someone
.: birini zayıf tarafından yakalamak.
get on the wrong side of someone
birisinin itimadını/teveccühünü kaybetmek, gözünden düşmek.
get out of bed on the wrong side
solundan/ters tarafından kalkmak.
get out of bed on the wrong side
huysuz/hırçın olmak, herkesi terslemek, yatağın ters tarafından kalkmak.
He was born on the wrong
side of the blanket: O piç olarak doğdu.
get the public on one's side
halkı kendi tarafına çekmek Fiil
get up on the wrong side of the bed
ters taraftan kalkmak: (o gün için) aksi/huysuz olmak, aksiliği/huysuzluğu üstünde olmak.
Never try
to reason with him when he's gotten up on the wrong side of the bed: Huysuzluğu üstünde iken makul yoldan onu iknaya çalışma.
grin on the other side of one's face
yaptığına pişman olmak, pişmanlık/nedamet duymak.
You'll grin on the other side of your face if you
have to pay for the damage you did.
half brother on the father's side
baba tarafından kardeş
half brother on the mother's side
ana tarafından kardeş
have the law on one's side
yasaya göre haklı olmak.
have the majority on one's side
çoğunluğu kendi tarafına çekmek Fiil
laugh on the other side (or wrong sie) of (one's) mouth
laugh1 (10).
laugh on the other side of the mouth
güldükten sonra pişman olmak Fiil
laugh on the wrong side of one's mouth
yakınmak Fiil
laugh on the wrong side of one's mouth
inleyip sızlamak Fiil
laugh on the wrong side of one's mouth
şikâyet etmek Fiil
Look on the bright side.
İyi tarafından bak.
on either side of the street
sokağın iki tarafında
on the assets side
aktif inde
on the distaff side
(ailenin) ana tarafı. spear side
on the father's side
baba tarafından
on the maternal side
ana tarafından
on the plus side of the account
hesabın aktif tarafında
on the political side
politik açıdan
on the winning side
kazanan tarafta İsim
on the wrong side of (the stated age)
-den daha yaşlı, (belirtilen yaşı) aşmış/geçmiş.
He is on the wrong side of fifty: Yaşı elliyi
geçmiştir. on the right side of
record a payment on the reverse side of a letter of credit
akreditifin arkasına ödenmiş olduğunu kaydetmek Fiil
related on the father's side
baba tarafından akraba
related on the mother's side
anne tarafından akraba
relation on the mother's side
anne tarafından akraba
to be on the safe side
emin olmak için
to have the laugh on one's side
birisini bozmak, rezil etmek, elâleme kepaze etmek, gülünç düşürmek.
write on one side of the paper only
kâğıdın yalnız bir yanına yazmak Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.