1. dıştaki, dışarıdaki, dış tarafta bulunan, haricî, (merkezden) uzak.
    The outer suburbs of the city.
  2. dış+.
    The outer door is locked.
  3. hedef levhasının daireler dışındaki kısmı, bu kısma isabet eden atış.
satış noktasında malın üzerinde sergilendiği koruyucu dış ambalajı
(İngiliz yasalarına göre) baro dışı, genç avukatlar.
İngiltere'de mahkeme dışında davaya bakan avukat
dış kapı
dış kulak.
şehrin varoşları İsim
dış liman
dış tekne
dış yelken, baştaki yelkenin arkasındaki yelken.
Dış Moğolistan (şimdiki adı:
Mongolian People's Republic).
Dış Moğolistan. Yeni adı:
Mongolian People's Republic İsim
ambalajlı bir çok ürünü içine alan dış ambalaj
ambalajlı birçok ürünü içine alan dış ambalaj
dış çarpım.
dış uzay, yer atmosferinin ötesindeki uzay.
uzay yasası
şehrin varoşları İsim
hariç
dış dünya
dış uzayın barışçıl kullanımı İsim, Uluslararası Hukuk