1. Fiil azmanlaşmak, aşırı büyümek, (elbiseye vb.) sığmamak.
    to outgrow one's clothes.
  2. Fiil (zamanla/büyüdükçe/yaşlandıkça) terketmek, vazgeçmek, bırakmak.
    to outgrow a habit.
  3. Fiil (bir başkasından) daha çabuk büyümek, büyüyerek (birini) geçmek
    . She outgrew her twin sister.

    The population is rapidly outgrowing the food supply: Mevcut gıda nüfus artışını karşılayamıyor.
  4. Fiil pırtlamak, çıkıntı yapmak, (delip) ileri/dışarı fırlamak.
bir alışkanlığı bırakmak Fiil
bir önyargıdan kurtulmak Fiil
bir önyargıyı bırakmak Fiil