outgrow

Verb azmanlaşmak, aşırı büyümek, (elbiseye vb.) sığmamak.
to outgrow one's clothes.
Verb (zamanla/büyüdükçe/yaşlandıkça) terketmek, vazgeçmek, bırakmak.
to outgrow a habit.
Verb (bir başkasından) daha çabuk büyümek, büyüyerek (birini) geçmek
. She outgrew her twin sister.

The population is rapidly outgrowing the food supply: Mevcut gıda nüfus artışını karşılayamıyor.
Verb pırtlamak, çıkıntı yapmak, (delip) ileri/dışarı fırlamak.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

bir alışkanlığı bırakmak Verb

bir önyargıdan kurtulmak Verb

bir önyargıyı bırakmak Verb

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish