1. tehlike, dokunca, muhatara, risk, tehlikeli durum.
    at one's peril: tehlikeyi göze alarak, mes'uliyeti
    altında.
    in peril: tehlikede.
    perils of the sea: denizin tehlikeleri/dokuncaları.
    Fire put the city in peril: Yangın şehri tehlikeye soktu.
  2. tehlikeye atmak/maruz bırakmak.
hayati tehlike
ortak tehlike
(sigorta) özel riskler İsim
bir başkasının içinde bulunduğu tehlikeden haberdar olmak Fiil
ev sahibinin çoklu riskleri İsim
bir tehlikenin her an yer alabilme olasılığı
eli kulağında olan tehlike
deniz rizikoları İsim
sarı ırkın dünya ve batı medeniyetine hâkim olma tehlikesi. İsim
az ücretle çalışan Asyalı işçilerin batıda hayat standardını düşürme tehlikesi. İsim
nakliyat riski
bir şeyi tehlikeye atmak Fiil
'a aittir
...'i tehlikeye atarak Zarf