1. gasbetmek, zaptetmek, elkoymak, kendine maletmek.
    The political movement had been preempt = pre-empted
    by a group of evil men.
  2. (satınalmada öncelik sağlamak için araziyi vb.) işgal etmek.
    The cat preempt = pre-empted the comfortable chair.
  3. yerini almak, yerine koymak.
    The regular programs were preempt = pre-empted by a political talk.
  4. herkesten önce satınalmak, satınalmada öncelik sağlamak.
    to preempt = pre-empt the choicest cut of meat.
  5. önceden ayırmak.
  6. (karşı tarafın peyini artırmasını) önleyici deklarasyon (yapmak).
gasbetmek, zaptetmek, elkoymak, kendine maletmek.
The political movement had been preempt = pre-empted
by a group of evil men.
(satınalmada öncelik sağlamak için araziyi vb.) işgal etmek.
The cat preempt = pre-empted the comfortable chair.
yerini almak, yerine koymak.
The regular programs were preempt = pre-empted by a political talk.
herkesten önce satınalmak, satınalmada öncelik sağlamak.
to preempt = pre-empt the choicest cut of meat.
önceden ayırmak.
(karşı tarafın peyini artırmasını) önleyici deklarasyon (yapmak).
(araziyi vb.) gasbeden, elkoyan, satınalmada öncelik sağlamak için işgal eden kimse.
(yayımcılık) önceden davranmak (zamanı önceden belirlenmiş bir programı başkası ile değiştirmek Fiil
önceden ayırmak Fiil