1. Fiil vurmak, çalmak.
    Someone rapping loudly at the door. rap someone on/over the head.
  2. Fiil (kalemle/çubukla/bastonla vb.) hafifçe vurmak.
    To rap on the table.
  3. Fiil bağırmak, bağırarak/yüksek sesle söylemek.
    to rap out a command/an answer/an oath. The officer rapped out an order.
  4. Fiil (bir suçtan) tutuklamak, tevkif/mahkûm etmek.
  5. Fiil (a) konuşmak, çene çalmak, sohbet etmek, (b) tartışmak, münakaşa/itiraz etmek, (c) şiddetle eleştirmek,
    tenkit etmek, (d) azarlamak, paylamak.
    The judge rapped the police for their treatment of the witness.
  6. Fiil (a) taşımak, götürmek, nakletmek, (b) (bkz: enrapture ).
  7. Fiil (bkz: snatch )
  8. İsim (hafif) vuruş, darbe, (kapı vb.) çalma/çalış.
  9. İsim (şiddetle) azarlama, paylama, zılgıt.
  10. İsim (a) sorumluluk, mes'uliyet, (b) (cinayetle) suçlama, itham, (c) hapis cezası.
  11. İsim (a) konuşma, sohbet, musahabe, çene çalma, (b) tartışma, münakaşa.
  12. İsim zerre, en az miktar, bir nebze.
    not care/give a rap, it doesn't matter a rap: zerre kadar umursamamak,
    umurunda olmamak.
    I don't care/give a rap: Zerre kadar umurumda değil.
    It doesn't matter a rap what he says: Söylediklerinin zerre kadar önemi yok (İt ürür, kervan yürür).
  13. İsim İrlandada 18'inci yüzyılda 0.5 peni yerine kullanılan kalp para.
haksız ceza, işlemediği bir suçtan mahkûmiyet.
aklanmak, arınmak, beraet etmek, cezadan kurtulmak.
haksız yere çekilen hapis cezası
beş para etmez
bir yere çarparak acıtmak/ıstırap duymak.
He took a bad rap on the head when he fell: Düşüp başını
çarptı ve fena halde acıttı. (b)
argo suçu üstüne almak, başkasının suçunu/hatasını/kabahatini kendine maletmek.
korku salarak egemenlik sağlayan polis devleti
gece kapısının çalınması
ağır söz
küfür savurmak Fiil
toplu dertleşme/tartışma, belirli sorun ve şikâyetleri olanların dertlerini ortaya döküp tartıştıkları oturum. İsim
sabıka kaydı, bir kimsenin tutuklandığını/mahkûm olduğunu gösteren kayıt. İsim
(a) (okulda ceza olarak) parmaklarının üzerine vurmak, (b) çatmak, şiddetle/sert bir dille hücum etmek.

He rapped the government over the knuckles for wasting public money.
ekmediğini biçmek Fiil
azarlanmak, azar işitmek.
bir suçu birine yüklemek Fiil

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Aşağıdaki söyleyişlerde geçer