Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Fiil sevin(dir)mek, neşelen(dir)mek, hoşlan(dır)mak, hazzet(tir)mek, memnun/mutlu etmek/olmak, haz ve sürur
    duy(ur)mak.
    To rejoice in another's happiness. They rejoiced to see peace to return their country at last. He heard the good news and rejoiced.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

rejoice someone's heart
içini/gönlünü ferahlatmak, sevindirmek, sevince garketmek.
The victory rejoiced the heart of the whole nation.
rejoice in
(mizah) malik/sahip olmak.
rejoice in the name of: adı (acayip/gülünç bir şey) olmak.
He rejoices
in the name of Pigg: Adı Pigg'dir. (Pigg kelimesi pig = domuz'a benzediğinden tümcede gizli bir mizah vardır).
rejoice the heart of someone
içini/gönlünü ferahlatmak, sevindirmek, sevince garketmek.
The victory rejoiced the heart of the whole nation.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.