1. seçmek, ayırmak, intihap etmek.
    He selected a pair of socks to match his suit.
  2. seçme, seçilmiş, seçkin, güzide.
    Only a select few were invited to the party.
  3. en âlâ, üstün, en iyi kalite.
    We only stay at select hotels. a select cut of meat.
  4. titiz, seçmesini bilen, ince eleyip sık dokuyan.
  5. dikkatle/titizlikle seçilmiş, müstesna.
    a select group of friends.
özdevimli seçme Bilgi Teknolojileri
sıra seçimi Bilgi Teknolojileri
genel yayında seçme
sürükleyerek seçmek Fiil, Bilgi Teknolojileri
bir kitaptan bir parça seçmek Fiil
bir kitaptan bir parça seçmek Fiil
rastgele bir örnek seçmek Fiil
rasgele bir örnek seçmek Fiil
Tümünü Seç Bilgi Teknolojileri
bir taksit opsiyonu seçmek Fiil
seçkin dinleyici kitlesi
sadece üyelerin kabul edildiği kulüp
(mecliste) özel komisyon.
belediye meclisi
(US) belediye meclisi
Lordlar Kamarası
seçkin topluluk
seçme kurulu
seçme parçalar İsim
birini üye seçmek Fiil
ölüm oranı cetveli
kibar müşterileri olmak Fiil