1. Zarf yalnız(ca), tek başına.
    Men travelling singly.
  2. Zarf teker teker, birer birer.
    Some guests came singly, others in groups.
  3. Zarf yardım görmeden, yalnız olarak.
    I cannot cope with it singly.
  4. Zarf ayrı ayrı, ayrı olarak.
    articles sold singly: ayrı ayrı satılan maddeler.
    To question the witnesses
    singly: Tanıkları ayrı olarak sorguya çekmek.
  5. Zarf sırf, yalnızca.
    He was devoted singly to his art: Kendini sırf sanatına vermişti.
bir bela hiçbir zaman yalnız gelmez
her bir kalemi ayrı ayrı hesaba geçirmek Fiil