uyumak.
I didn't sleep well last night. sleep like a log/top: ölü gibi uyumak.
sleep soundly: derin uykuya dalmak.
sleep the clock round: 12 saat deliksiz uyumak.
Fiil
(bitki) uykuya yatmak.
Fiil
uyuşmak, uyuşuk bir hal almak.
Fiil
hareketsiz/âtıl bırakmak.
Fiil
ölmek, ölüm uykusuna/ebedî uykuya yatmak.
They are sleeping in their tombs.
Fiil
yatacak yer temin etmek.
This trailer sleeps three people.
Fiil
uyku.
to get 8 hours' sleep a night: gecede 8 saat uyumak.
I haven't had enough sleep lately:
Son zamanlarda iyi uyuyamadım.
I didn't have a wink of sleep all night: Bütün gece gözüme uyku girmedi/geceyi uykusuz geçirdim.
İsim
uyuşukluk, hareketsizlik, atalet.
İsim
ölüm uykusu, ebedî uyku/istirahat.
İsim
(a) tatlı uyku: gece yarısından önceki uyku, (b) gündüz uykusu,
k.d. şekerleme.
ilk uyku, gece yarısından evvelki uyku, güzellik uykusu.
kesintili uyku, sık sık uyanma.
ağlaya ağlaya uyuyakalmak.
She cried herself to sleep: Ağlaya ağlaya uyuyakaldı.
uyuyabilmek, uykuya dalmak.
I couldn't get to sleep last night: I was too excited.
(a) uyumak, uykuya dalmak, (b) (kol, bacak vb.) karıncalanmak, uyuşmak.
My foot has gone to sleep: Ayağım uyuştu.
uykusunu almış olmak
Fiil
(a) gömmek, ebedî uykusuna yatırmak, (b) örtbas etmek, bertaraf etmek.
uykusu kaçmak, bir şeye ziyadesile üzülmek.
bir uykuyu telafi etmek
Fiil
bütün gece gözünü kırpmamak
gözlerine uyku girmemek
Fiil
(a) hasta hayvanı iğne yaparak ıstırap çektirmeden öldürmek, (b) (ameliyat vb. için) bayıltmak, uyutmak.
(c)
put a child to sleep: çocuğu uyutmak/uykuya yatırmak.
okurken uyuyakalmak.
read someone to sleep: kitap okuyup uyutmak.
uykuya yardımcı şey
İsim, Tıp
uyumayı kolaylaştıran şey
İsim, Tıp
uykuda geçirmek.
to sleep the day away: bütün gün uyumak/gününü uykuda geçirmek.
(a) (hizmetçi) evde yatmak, (b) uyuyakalmak, geç vakte kadar uyumak.
uyku laboratuarı
İsim, Tıp
uyku laboratuarı
İsim, Tıp
(baş ağrısı, sarhoşluk vb.) uyuyarak geçirmek, ayıkmak.
sleep it off k.d. uyuyup sarhoşluğunu
dağıtmak/ayıkmak/kendine gelmek.
kararı ertelemek, istihareye yatmak, gece (bir konu üzerinde) düşünmek.
(a) (hizmetçi) evde yatmamak, (b) geceyi evinden başka yerde geçirmek.
çalışırken uyuyakalmak
Fiil
bir konu üzerinde gece düşünmek.
yataksız/kuru yerde uyumak.
deliksiz bir uyku uyumak
Fiil
uykuda geçirmek, uyuklamak, (bir şey seyrederken vb.) uyuyakalmak.
(birbiriyle) yatmak, cinsel ilişkide bulunmak.
… ile yatmak/cinsel ilişkide bulunmak.
bir saat kadar bir uyku çekmek
Fiil
vicdan rahatlığından ilerigelen deliksiz uyku.
doğum ağrılarını azaltıcı hafif anestezi.