1. İsim serpinti, serpilmiş/dağınık şeyler.
  2. İsim bir tutam, bir nebze/azıcık şey.
    sprinkling of knowledge: biraz bilgi, bilgi kırıntısı.
    There
    was a sprinkling of Americans at the meeting: Toplantıda tek tük Amerikalı vardı.
süzgeçli kova, bahçe sulama kovası.
fıskıyeli filtre
yağmurlama sistemi