1. Ön Ek “üvey”.
    stepbrother: üvey kardeş.
    stepchild: üvey çocuk/evlât.
    stepdame
    esk.
    üvey anne.
    stepdaughter: üvey kız.
    stepfather: üvey baba.
    stepmother: üvey anne.
    stepparent: üvey ebeveyn.
    stepsister: üvey kızkardeş/abla.
    stepson: üvey oğul.
adım adım Zarf
merhale merhale Zarf
adım.
take a step (back/forward): (geri/ileri) adım atmak.
step by step: adım adım.
His
first step in this career: Onun bu meslekte ilk adımı.
adım atma, adımlama.
bir adımlık mesafe, çok kısa mesafe.
ayak sesi.
ayak izi.
yürüyüş/gidiş tarzı.
ayak uydurma, yürüyüş veya dansta ritim.
basamak.
the steps of a stair: merdivenin basamakları
eşik.
kademe.
hareket, teşebbüs.
ilerleme, terakki.
derece, mertebe.
(a) portenin bir çizgisi, (b) aralık, fasıla. Müzik
önlem, tedbir.
a good step: iyi bir önlem.
take a rash step: tedbirsizlik etmek, ihtiyatsız/yanlış adım atmak.
adım atmak, adımlamak, adım adım yürümek.
yürümek, gitmek, ilerlemek, çekilmek.
step forward: ilerlemek.
step this way, please: Lütfen
bu tarafa ilerleyiniz.
step aside: kenara çekilmek.
adımlamak, adımlarla ölçmek.
süratli davranmak, acele harekete geçmek.
basmak, tepelemek, çiğnemek.
to step on the gas/brake: gaza/frene basmak.
to step to a cat's
tail: kedinin kuyruğuna basmak
kademelendirmek, derecelere göre dizmek, sıralamak, sıraya koymak.
(direği) yerine yerleştirmek, oturtmak, dikmek. Denizcilik
(or
tread)
on someone's toes: (a) gücendirmek, incitmek, rencide etmek, kırmak, (b) gizlice
tecavüz etmek, el uzatmak
kademe kademe yapılan anlaşmalar İsim
(sigorta) yıllık artan prim
benzin vermek (otomobil)
dev adım
ayar dişi
adım başında
adımlarını birbirine uyduramamak Fiil
birşeyden kopmak Fiil, Deyim
birşeyden uzaklaşmak Fiil, Deyim
birşeye ayak uyduramamak Fiil, Deyim
birşeye uyum sağlayamamak Fiil, Deyim
partinin ana görüşüne ayak uyduramamak Fiil
cesur adım
dans adımı: dikdörtgen oluşturacak şekilde adımlama. İsim
yürüyüş düzenini/âhengini bozmak, ayak uyduramamak.
bullnose ile ayni anlama gelir. yuvarlak kenarlı basamak.
otomobil marşpiyesi
(yürüyüşte) adım değiştirmek.
sökmek Fiil
yavaş yavaş indirmek Fiil
somut adım
curtail ile ayni anlama gelir. merdivenin geniş ve kıvrımlı ilk basamağı.
buluşun yeniliğini inkâr etmek Fiil
kapıdan satışlar
adımlarını uydurmak Fiil
ayak uydurmak Fiil
adımlarını uyduramamak Fiil
birşeye ayak uyduramamak Fiil, Deyim
birşeye uyum sağlayamamak Fiil, Deyim
birşeyden kopmak Fiil, Deyim
birşeyden uzaklaşmak Fiil, Deyim
birine uymak Fiil
başkalarının kurallarını kabul etmek Fiil
tökezleme, yanlış adım.
One false step and the climber would fall to his death. İsim
hata, yanlış(lık).
The police were waiting for the suspect to make a false step. İsim
ilk adım
marşpiyel İsim, Otomobil
ileri adımlar
(askerlik) terfi ettirilmek Fiil
bir adım daha ileri gitmek Fiil
kaz adımı (yürüyüş
semitone. İsim, Müzik
yarım adım: hızlı yürüyüşte 15 inç (38 cm.), yavaş yürüyüşte 18 inçlik (46 cm.) adım. İsim, Askerlik2
bir teşebbüs düşünmek Fiil
üç adım atlama.
derece derece gerçekleştirmek Fiil
düşüncesizce bir hareket
buluş basamağı İsim, Fikri Mülkiyet Hukuku
istasyona iki adım
adımlarını uydurmak Fiil
ayak uydurmak Fiil
ayak uydurmak.
keep step with the other marchers. keep step with times and turn it to your advantage. Fiil
başarıya doğru uzun bir adım atmak Fiil
ayaklık
üretim aşaması
ileri adım
tedbirli adım
ihracatı artırmak Fiil
acil alınan tedbir
gizlenebilir basamak İsim, Ulaşım
hareketli basamak İsim, Ulaşım
yan adım, yana atılan adım (boks, dans). İsim
marşpiyel İsim, Otomobil
adımlık
üretimi hızlandırmak Fiil
düzgün adım
ara hesap
yolun karşısına geçmek Fiil
marşpiyel İsim, Otomobil
normalin üzerindeki çalışma veya üretimi için işçiye verilen artan oranlardaki ödemeler İsim
üvey kardeş
peyderpey
adım adım Zarf
üvey çocuk
üvey kız
(a) inmek, indirmek, derecesini/mertebesini küçültmek, (b) çekilmek, istifa etmek.
üvey baba
üvey baba
adım adım
birinin etrafında ihtiyatla dolaşmak Fiil
müdahale etmek Fiil
karışmak Fiil
devreye girmek Fiil
vekâleten birinin yerine geçmek Fiil
bir servete konmak Fiil
iyi bir işe girmek Fiil
birinin yerine geçmek/yerini almak.
birinin yerine geçmek Fiil
imdada yetişmek Fiil
yardıma koşmak Fiil
açığı kapatmak Fiil
yardıma yetişmek Fiil
ayaklı merdiven İsim
analık
üvey anne İsim
ıskaça Denizcilik
adımlamak Fiil
trenden inmek Fiil
trenden atlamak Fiil
evlenmek Fiil
düşüncesizce taahhüt altına girmek Fiil
üstüne basmak Fiil
acele etmek, ivmek, çabuk davranmak.
(araba) gaz vermek Fiil
gaza basmak Fiil
gaz pedalına basmak Fiil
gaz pedalına basmak Fiil
gaz vermek Fiil
(a) dışarı çıkmak, (b)
k.d. eğlenceye gitmek. (c) istifa etmek, terketmek, (c) uzun ve hızlı adımlarla
yürümek, (d)
k.d. yüzüstü bırakıp gitmek, terketmek.
He stepped out on his wife.
herkesten değişik davranmak Fiil
dışarı çıkmak Fiil
üvey anne ya da üvey baba
kademeli ateşlenen roket
kademeli roket
yükseltmek, çoğaltmak.
...'e ağırlık vermek Fiil
projeyi hızlandırmak Fiil
bir projeyi hızlandırmak Fiil
sanayii üretimini artırmak Fiil
sanayi üretimini artırmak Fiil
üretimi artırmak Fiil
iyi sürümü olan bir malın üretimini artırmak Fiil
harekete geçmek Fiil
kolları sıvamak Fiil
sorumluluk üstlenmek Fiil
yanlış adım atmak Fiil
ileri dev adım atmak Fiil
adım atmak, girişmek, başlamak, teşebbüs etmek.
bir adım geri atmak Fiil
elektrik cereyanı
birinin ayak izinde gitmek Fiil
(a) kolayca yenmek, üstün gelmek, baskın çıkmak.
Our party walked over the opposition in the elections.
(b) hakaret etmek, kötü davranmak. (c) tepesine binmek, esir gibi kullanmak, her dediğini yaptırmak.
Jill is so friendly and helpful that people walk all over her.
çok dikkat etmek, ihtiyatlı davranmak, önüne/bastığı yere bakmak.
watch your step! dikkat et!
önüne/bastığın yere bak! sakın ha! aman yavaş!
bastığın yere bak
dikkatli ol
tam perde.
steppe
tap dance

Bozkır
Dans sırasında ayak burnu ve topuk ... vurularak tekrarlanan bir hareket