adım.
take a step (back/forward): (geri/ileri) adım atmak.
step by step: adım adım.
His first step in this career: Onun bu meslekte ilk adımı.
bir adımlık mesafe, çok kısa mesafe.
ayak uydurma, yürüyüş veya dansta ritim.
basamak.
the steps of a stair: merdivenin basamakları
(a) portenin bir çizgisi, (b) aralık, fasıla.
Müzik
önlem, tedbir.
a good step: iyi bir önlem.
take a rash step: tedbirsizlik etmek, ihtiyatsız/yanlış adım atmak.
adım atmak, adımlamak, adım adım yürümek.
yürümek, gitmek, ilerlemek, çekilmek.
step forward: ilerlemek.
step this way, please: Lütfen
bu tarafa ilerleyiniz.
step aside: kenara çekilmek.
adımlamak, adımlarla ölçmek.
süratli davranmak, acele harekete geçmek.
basmak, tepelemek, çiğnemek.
to step on the gas/brake: gaza/frene basmak.
to step to a cat's tail: kedinin kuyruğuna basmak
kademelendirmek, derecelere göre dizmek, sıralamak, sıraya koymak.
(direği) yerine yerleştirmek, oturtmak, dikmek.
Denizcilik
(or
tread)
on someone's toes: (a) gücendirmek, incitmek, rencide etmek, kırmak, (b) gizlice
tecavüz etmek, el uzatmak
kademe kademe yapılan anlaşmalar
İsim
(sigorta) yıllık artan prim
adımlarını birbirine uyduramamak
Fiil
birşeyden kopmak
Fiil, Deyim
birşeyden uzaklaşmak
Fiil, Deyim
birşeye ayak uyduramamak
Fiil, Deyim
birşeye uyum sağlayamamak
Fiil, Deyim
partinin ana görüşüne ayak uyduramamak
Fiil
dans adımı: dikdörtgen oluşturacak şekilde adımlama.
İsim
yürüyüş düzenini/âhengini bozmak, ayak uyduramamak.
bullnose ile ayni anlama gelir. yuvarlak kenarlı basamak.
(yürüyüşte) adım değiştirmek.
yavaş yavaş indirmek
Fiil
curtail ile ayni anlama gelir. merdivenin geniş ve kıvrımlı ilk basamağı.
buluşun yeniliğini inkâr etmek
Fiil
adımlarını uyduramamak
Fiil
birşeye ayak uyduramamak
Fiil, Deyim
birşeye uyum sağlayamamak
Fiil, Deyim
birşeyden kopmak
Fiil, Deyim
birşeyden uzaklaşmak
Fiil, Deyim
başkalarının kurallarını kabul etmek
Fiil
tökezleme, yanlış adım.
One false step and the climber would fall to his death.
İsim
hata, yanlış(lık).
The police were waiting for the suspect to make a false step.
İsim
(askerlik) terfi ettirilmek
Fiil
bir adım daha ileri gitmek
Fiil
yarım adım: hızlı yürüyüşte 15 inç (38 cm.), yavaş yürüyüşte 18 inçlik (46 cm.) adım.
İsim, Askerlik2
bir teşebbüs düşünmek
Fiil
derece derece gerçekleştirmek
Fiil
buluş basamağı
İsim, Fikri Mülkiyet Hukuku
ayak uydurmak.
keep step with the other marchers. keep step with times and turn it to your advantage.
Fiil
başarıya doğru uzun bir adım atmak
Fiil
gizlenebilir basamak
İsim, Ulaşım
hareketli basamak
İsim, Ulaşım
yan adım, yana atılan adım (boks, dans).
İsim
üretimi hızlandırmak
Fiil
yolun karşısına geçmek
Fiil
normalin üzerindeki çalışma veya üretimi için işçiye verilen artan oranlardaki ödemeler
İsim
(a) inmek, indirmek, derecesini/mertebesini küçültmek, (b) çekilmek, istifa etmek.
birinin etrafında ihtiyatla dolaşmak
Fiil
vekâleten birinin yerine geçmek
Fiil
birinin yerine geçmek/yerini almak.
birinin yerine geçmek
Fiil
düşüncesizce taahhüt altına girmek
Fiil
acele etmek, ivmek, çabuk davranmak.
(a) dışarı çıkmak, (b)
k.d. eğlenceye gitmek. (c) istifa etmek, terketmek, (c) uzun ve hızlı adımlarla
yürümek, (d)
k.d. yüzüstü bırakıp gitmek, terketmek.
He stepped out on his wife.
herkesten değişik davranmak
Fiil
üvey anne ya da üvey baba
...'e ağırlık vermek
Fiil
projeyi hızlandırmak
Fiil
bir projeyi hızlandırmak
Fiil
sanayii üretimini artırmak
Fiil
sanayi üretimini artırmak
Fiil
iyi sürümü olan bir malın üretimini artırmak
Fiil
sorumluluk üstlenmek
Fiil
ileri dev adım atmak
Fiil
adım atmak, girişmek, başlamak, teşebbüs etmek.
birinin ayak izinde gitmek
Fiil
(a) kolayca yenmek, üstün gelmek, baskın çıkmak.
Our party walked over the opposition in the elections. (b) hakaret etmek, kötü davranmak. (c) tepesine binmek, esir gibi kullanmak, her dediğini yaptırmak.
Jill is so friendly and helpful that people walk all over her.
çok dikkat etmek, ihtiyatlı davranmak, önüne/bastığı yere bakmak.
watch your step! dikkat et!
önüne/bastığın yere bak! sakın ha! aman yavaş!