take care of

  1. (a) dikkat/ihtimam/ilgi göstermek, mukayyet olmak.
    to take care of an invalid. You should take more
    care of youself.
    take good care of something: bir şeye büyük dikkat/ihtimam göstermek. (b) icabına/çaresine bakmak, gerekeni yapmak.
    I'll take care of paying the bill.
    That matter will take care of itself: O iş kendi kendine düzelir (İşi oluruna/kendi haline bırak).
  2. (a) bakmak, göz kulak olmak, ihtimam göstermek, (b) rüşvet alarak halletmek, (c)
    argo öldürmek, haklamak, hakkından gelmek.
parasını dikkatle sarfetmek Fiil
parasını dikkatle sarf etmek Fiil
başınin çaresine bakmak Fiil
binanın bakımını üstlenmek Fiil
bir borcu ödemek Fiil
çocuklara bakmak Fiil
kendi çıkarına bakmak Fiil
birine bakmak Fiil
öldürmek Fiil
rüşvet alarak halletmek Fiil
birini himaye etmek Fiil
baktırmak Fiil
Küçük israflardan kaçınılırsa büyük tutum sağlanır.
bir şeye iyi bakım sağlamak Fiil