thrust

ram/thrust something down someone's throat

zorla kabul ettirmek, sıkboğaz etmek, ister istemez razı etmek.

thrust one's nose in

burnunu sokmak Fiil

thrust one's nose into sb's business

birinin işine burnunu sokmak Fiil

thrust one's way through

ite kaka yol açmak, sokuşmak.

a home thrust

tam yerine isabet eden vuruş.

a shrewd thrust

kurnazca bir saldırış.

competitive thrust

rekabet kavgası İsim

cut and thrust

hararetli tartışma

thrust a coin into a beggar's hand

bir dilencinin eline para atmak Fiil

thrust a word in now and then

ara sıra bir söz sıkıştırmak Fiil

thrust at sb

kılıçla hamlede bulunmak Fiil

thrust at someone

süngü veya kılıçla hamlede bulunmak.

thrust away

itip defetmek.

thrust ball bearing

bilyalı yatak

thrust bearing of clutch

debriyaj baskı yatağı

thrust collar

baskı bileziği

thrust fault

fayların birbiri üzerine binmesi.

thrust forward

ilerletmek.

thrust in

sokmak Fiil

thrust lever

baskı kolu

thrust of his remarks

sözlerinin etkisi.

thrust oneself forward (past into) a bus

otobüse doğru hamle yapmak Fiil

thrust oneself into a highly paid job

yüksek maaşlı bir işe girmek Fiil

thrust oneself upon someone

kendini zorla kabul ettirmek, davetsiz misafir olmak.

thrust out a hand

el uzatmak.

thrust someone from his right

birinin hakkını elinden almak Fiil

thrust someone into prison

birini hapse atmak Fiil

thrust something into something else

karmak Fiil

thrust something upon sb

birine bir şeyi zorla kabul ettirmek Fiil

thrust through

süngülemek, bir yandan sokup öbür yandan çıkarmak.

thrust up

bir şeyi yukarı sürmek.

thrust upon

zorlamak, tazyik etmek.

be stuck or thrust into

saplanmak Fiil

be thrust in

sokulmak Fiil

clutch thrust spring

debriyaj yayı

have something inserted to thrust or put in (a place

sokturmak Fiil

suddenly to thrust something into sb's hands

tutuşturmak Fiil