1. tıkırtı, tiktak, saatin tıklaması.
    tick: kol saati sesi.
    tick tock: duvar saati sesi.
    on
    the tick: dakikası dakikasına, tam vaktinde.
    You're here on the tick.
    At ten on the tick = on the tick of ten: Saat tam onu çalarken.
    half a tick! Bir dakika!
    in a tick = in two ticks: kaşla göz arasında, çabucak.
  2. mim, küçük işaret, dikkati çekmek için yazının bir tarafına konan küçük işaret.
  3. tıkırdamak, tıklamak, tiktak etmek.
    tick over: (oto) boşa çalışmak.
  4. geçip gitmek.
    The hours ticked by: Saatler geçip gidiyor.
  5. (saat) çalmak, vurmak.
    The clock ticked the minutes.

  6. tick off: mimlemek, işaret koymak, işaretleyerek saymak.
    tick off the items on the memo.
  7. Zooloji kene, sakırga
    (Acarina).
    tick fever: kenelerin naklettiği humma.
    camel tick: deve
    kenesi
    (Trichodectes cameli).
    cattle tick: sığır kenesi
    (Margaropus annulatus).
    dog tick: köpek kenesi
    (Haematopinus piliferus).
    sheep tick: koyun kenesi
    (Trichodectes ovis).
    He's a tick: Kene gibidir.
  8. bedtick ile ayni anlama gelir. (a) yatak/yastık kılıfı, (b) (bkz: ticking ).
  9. (a) kredi, itibar.
    to open a tick account: kredi hesabı açmak. (b) borç.
    on tick: veresiye.

    to buy something on tick: bir şeyi veresiye almak.
veresiye almak Fiil
borç yapmak Fiil
kadife böceği
(Trombicula): hasat zamanı çok rastlanan ve deriye yapışan kırmızı bir böcek.
veresiye almak Fiil
veresiye yaşamak Fiil
birini teşvik etmek Fiil
bir şeyi tıkırında götürmek Fiil
kontrol işareti koymak Fiil
kredili
veresiye
vadeli
kredi ile satmak Fiil
koyun kenesi
(Melophagus ovinus). İsim
gerekçe, âmil, saik, amaç, sebep, güdü, bir eylemi doğuran/yöneten şey.
orman kenesi
(Dermacentor variabilis).
bir emtia piyasasındaki fiyat dalgalanmasının en küçük artışı
(a) azarlamak, paylamak.
She ticked me off for being late: Geç kaldım diye beni payladı. (b)
argo
kızdırmak, öfkelendirmek, damarına basmak.
(taksi saati) çalıştırmak Fiil
tık tık vurarak saymak Fiil
işaretleyerek saymak Fiil
(Br) zorlamak Fiil
bir kaydı silmek Fiil
bir hesaptaki kalemlerin karşısına kontrol işareti koymak Fiil
bir hesaptaki kalemleri kontrol etmek Fiil
dakikalar geçip gitmek Fiil
(motor) boşta çalışma durumunda olmak Fiil
hâlâ çalışır durumda olmak Fiil
birini azarlamak Fiil
üçyapraklı salkım çiçekli bitkiler. İsim
(taksi saati) çok para yazmak Fiil
(Br) biri için veresiye hesabı açmak Fiil
bir isim karşısına kontrol işareti koymak Fiil
bir ad karşısına kontrol işareti koymak Fiil
bir ismin karşısına kontrol işareti koymak Fiil
bir kalem eşyanın karşısına kontrol işareti koymak Fiil
adının karşısına işaret koymak Fiil