bir şeyi yapmaya hazır olduğunu beyan etmek Fiil
işini yapmaya ehil olmama
hazırlıklı olmak, önceden hazırlanmak.
The interviewers noticed that she had done her homework.
askerlik hizmetinıyapmak Fiil
bir kimsenin emrine göre hareket etmek, birisi ne söylerse onu yapmak.
She was terribly spoiled and
expected people to do her bidding: Son derece şımartılmıştı ve herkesin kendi emrine göre hareket etmesini istiyordu.
bir işi kendiliğinden/yalnız başına yapmak.
bir şeyi yapmaya can atmak Fiil
yapmaya kesin karar vermiş olmak Fiil
yapmaya eğilimli olmak Fiil
becermek Fiil
uydurmak Fiil
ne yapacağını düşünmek Fiil
ne yapılması gerektiğini tartışmak Fiil
ne yapılacağı konusunda tartışmak Fiil
ne yapmak gerektiğini düşünmek Fiil
ne yapılacağını görüşmek Fiil
bir şeyi yapmaya cesareti olmak Fiil
yapacak özel bir şeyi olmamak Fiil
yapmak arzusunda olmak Fiil
çekinmek Fiil
kıvırmak Fiil
başarmak Fiil
becermek Fiil
yapılması gereken besbelli şey
kalkınmak Fiil
bütün kuvvetini toplamak Fiil
zengin, hali vakti yerinde.
işsiz güçsüz
pişman/nadim olmak, tövbe etmek.
dolap çevirmek (argo) Fiil
bir şeyi yapmaya can atmak Fiil
birşey yapmak için harekete geçmek Fiil
birşeyi gerçekleştirmek için harekete geçmek Fiil
bir şey yapmaya kalkmak Fiil
birinin birşeyi yapmasını salık vermek Fiil
birinin birşeyi yapmasını tavsiye etmek Fiil
birini salık vermek Fiil
öğütlemek Fiil
birşeyi yapmayı kabul etmek Fiil
birşeyi yapmaya razı olmak Fiil
birşeyi yapmaya razı gelmek Fiil
birşeyi yapmaya çok hevesli Sıfat
birşeyi yapmaya çırpınan Sıfat
birşeyi yapmaya can atan Sıfat
birşeyi yapmaya çok istekli Sıfat
birşeyi yapar gibi görünmek Fiil
birşeyi yapmayı planlamak Fiil
birşeyi yapmayı organize etmek Fiil
birşeyi yapmayı ayarlamak Fiil
birşeyi yapmayı kararlaştırmak Fiil
birşeyi yapmaya yeltenmek Fiil
birşeyi yapmaya kalkışmak Fiil
birşey yapmayı denemek Fiil
birşeyi denemek Fiil
birşey yapmaya çalışmak Fiil
bir şeye kalkışma
emeklemek Fiil
birşeyi yapmak üzere olmak Fiil
bir şeyi yapmak üzere olmak Fiil
bir şeyi yapmaya can atmak Fiil
bir şey yapmaya yetkili olmak Fiil
müsaadesi olmak Fiil
birşey yapmayı ummak Fiil
zorla birşey yaptırılmak Fiil
birşeyi yapmaya zorlanmak Fiil
bir şeyi memnuniyetle yapmak Fiil
bir şey yapmaya hazır olmak Fiil
bir şeyi yapmayı istememek Fiil
bir şey yapmayı tasarlamak Fiil
birini mahkemeye birşey yapması için çağırmak Fiil, Hukuk
birinin birşey yapmasına yol açmak Fiil
birinin birşey yapmasına sebep olmak Fiil
birine bir şey yaptırmak Fiil
işine son vermek Fiil
tesadüfen bir şey yapıyor olmak Fiil
birşeyi yapması için birini seçmek Fiil
birşey yapmayı tercih etmek Fiil
cebretmek Fiil
şans eseri birşey yapmak Fiil
rastlantı eseri birşey yapmak Fiil
birşey yapmak için gelmek Fiil
birşey yapmaya gelmek Fiil
birşeyi yapar hale gelmek Fiil
birşeyi yapmaya başlamak Fiil
birini bir şey yapması için vekil tayin etmek Fiil
bir şey yapmaya karar vermek Fiil
bir şeyi yapmada katkıda bulunmak Fiil
birine bir şey yapması için yalvarmak Fiil
birşey yapmayı kabul etmek Fiil
birşey yapmaya razı olmak Fiil
birini birşey yapıyor olarak görmek Fiil
birini birşey yapıyor olarak addetmek Fiil
birşeyi yapıp yapmamayı düşünmek Fiil
bir şeyi yapmayı taahhüt etmek Fiil
birini birşey yapması gerektiğine inandırmak Fiil
birine birşey yaptırmak Fiil
birşeyi yapmayı istemek Fiil
birşeyi yapmayı arzu etmek Fiil
birşey yapmayı kararlaştırmak Fiil
birşey yapmaya karar vermek Fiil
birine bir şey yapması için emir vermek Fiil
bir şeyi yapmaya karar vermek Fiil
birşeyi yapmada başarısız olmak Fiil
birşeyi yapamamak Fiil
birine birşey yapması için boş zaman sağlamak Fiil
kolları sıvamak Fiil
bir şeyi yapmak için talimat almış olmak Fiil
birşeyi yapmak zorunda olmak Fiil
birşeyi yapmaya zorunlu olmak Fiil
birşey yapması gerekmek Fiil
(a) ilgisi/alâkası/dahli olmak, (b) ilgilenmek, … ile uğraşmak, (konu) işlemek/ele almak.
The book
has to do with new discoveries. (c) … ile ortak/arkadaş olmak, 57
have up
k.d. (a) mahkemeye celbetmek, (b) (yediği şeyi) kusarak çıkarmak.
birşeyle ilgisi bulunmak Fiil
birşeyle alakalı olmak Fiil
birşeyle alakası bulunmak Fiil
bir şey yapmaya tereddüt dü etmek Fiil
bir şey yapmaya tereddüt etmek Fiil
birşey yapmayı umut etmek Fiil
birşey yapmayı ümit etmek Fiil
birşey yapmayı ummak Fiil
birinin birşeyi yapmasında etkili olmak Fiil
birinin birşey yapmasını amaçlamak Fiil
birinin birşeyi yapmasını amaçlamak Fiil
birinin birşeyi yapmasına niyetlenmek Fiil
birşey yapmaya niyetlenmek Fiil
birşey yapmayı planlamak Fiil
birşey yapmaya niyet etmek Fiil
birşey yapmayı amaçlamak Fiil
birşey yapmayı istemek Fiil
birşey yapmayı tasarlamak Fiil
birşey yapmayı hedeflemek Fiil
birini birşey yapmaya yöneltmek Fiil
birşey yapmaktan hazzetmek Fiil
birşey yapmaktan hoşlanmak Fiil
birşey yapmayı sevmek Fiil
birşey yapmaktan keyif almak Fiil
birinin birşey yapmasına yol açmak Fiil
birini birşey yapmaya teşvik etmek Fiil
birşeye geçmek Fiil
birşey yapmaya geçmek Fiil
birşeyi yapması lazım gelmek Fiil
birşeyi yapması gerekmek Fiil
birşeyi yapması icap etmek Fiil
birşeyi yapması lazım olmak Fiil
birşeyi mutlaka yapmak Fiil
birşeyi daima yerine getirmek Fiil
birşeyi daima yapmak Fiil
birşeyi asla ihmal etmemek Fiil
birşeyi yapmaktan hoşlanmamak Fiil
birşeyi yapmaktan hazzetmemek Fiil
birşeye tenezzül etmemek Fiil
zahmet edip de birşeyi yapmamak Fiil
hiç ilgisi yok.
That decision has nothing to do with me: O kararın benimle hiç ilgisi yoktur.

I have nothing to do with him: Onunla hiçbir ilgim yoktur.
birini bir şey yapmaya mecbur etmek Fiil
birine birşey yapması karşılığında para vermek Fiil
niyetlenmek Fiil
niyet etmek Fiil
bir şey yapar görünmek Fiil
birşeyi yapmaya koyulmak Fiil
birşeyi yapmaya geçmek Fiil
birinin birşey yapmasına neden olmak Fiil
bir şey yapmak niyetinde olmak Fiil
birini salık vermek Fiil
birine bir şey yapmasını tavsiye etmek Fiil
istinkâf etmek Fiil
bir şey yapmayı reddetmek Fiil
kurmak Fiil
birşey yapma mertebesine erişmek Fiil
birşey yapmak için yükselmek Fiil
birşey yapma seviyesine yükselmek Fiil
birine birşey yapmasını söylemek Fiil
birini birşey yapması için göndermek Fiil
birşey yapması için birini göndermek Fiil
birini birşey yapmaya göndermek Fiil
birşeyi gerçekleştirme olasılığı bulunmak Fiil
birşeyi yapma olasılığı bulunmak Fiil
sık sık birşey yapmak Fiil
birşeyi yapmaya eğilimli olmak Fiil
birşeyi yapma eğilimi göstermek Fiil
mecburiyet
...'i yapamaz durumda Fiil
birşeyi yapmak için çaba göstermek Fiil
birşeyi yapmak için çalışmak Fiil
birşeyi yapmaya uğraşmak Fiil
birşeyi yapmak için çabalamak Fiil
birşeyi yapmaya çalışmak Fiil
...mek için elinden gelen herşeyi yapmak Fiil
birine eziyet etmek Fiil
birine zarar vermek Fiil
(a) saygı/hürmet/itibar göstermek, saymak, hürmet etmek.
20 heads of state attended the Queen's coronation
to do her honor. (b) şeref kazandırmak, itibarını yükseltmek.
kendini göstermek Fiil
birini sır tutmaya zorlamak Fiil
bir şeyi mükemmel yapmak Fiil
(a) katletmek, zulmederek öldürmek, (b) hep aynı şeyi tekrarlamak.
öldürmek.
(a) bozmak, berbat etmek, halel getirmek, ihlâl etmek.
These modern boxlike buildings do violence
to the beauty of the old city . (b) anlamını değiştirmek/bozmak/tahrif etmek.
To do violence to a translation.
ilkelerine aykırı davranmak Fiil
şiddet kullanmak Fiil
isabet etmek, isabetli iş görmek, … le iyi etmek.
You did well to tell him: Ona söylemekle iyi
ettiniz.
You would do well to tell him: Ona söyleseniz iyi olur.
birine haksızlık etmek Fiil