1. (a) silahlanmış, savaşa hazır.
    The army was up in arms to fight enemy. (b) kızmış, öfkeli, ateş
    püsküren.
    There is no need to get up in arms over such a trifle: Bukadar basit bir mesele için ateş püskürmeye gerek yok.
    to be up in arms against something: bir şeyin aleyhinde protesto yapmak.
ayaklanıp silaha sarılmak Fiil
silahlı ayaklanmak Fiil
silahlı ayaklanmak Fiil
hiddetle yumruk sallamak.
kucağına almak Fiil