1. Fiil, Tekstil Sanayii giymek
  2. Fiil giymek, (üstünde) taşımak, takmak.
    To wear a dress/a brace/a medal.
  3. Fiil etmek, göstermek, takınmak, arzetmek.
    to wear a disguise: tebdili kıyafet etmek.
    to wear a
    smile: tebessüm etmek, mütebessim bir tavır takınmak.
    The gloomy old house wore an air of sadness.
  4. Fiil yıpratmak, aşındırmak, eskitmek.
    wear oneself to death: kendini öldüresiye yormak yıpratmak.
    wear
    something into holes: birşeyi çabuk eskitmek, delik deşik etmek.
  5. Fiil yıpranmak, aşınmak, eskimek.
    wear badly: dayanıksız olmak, çabuk yıpranmak, az dayanmak.
    be
    worn to a shadow (with care): üzüntüden iğne ipliğe dönmek.
  6. Fiil yormak, bıktırmak, usandırmak.
  7. Fiil (zaman) ağır ağır geçmek, ilerlemek.
    The day was wearing to its close: Gün bitmek üzere idi.
    It
    became hotter as the day wore on.
  8. Fiil, Denizcilik geminin başı(nı) rüzgârın aksi yönüne çevir(il)mek.
  9. İsim giy(in)me.
    articles for winter wear : kışlık elbiseler.
  10. İsim giyilme.
  11. İsim giysi, elbise.
    travel wear. sportswear.
  12. İsim eskime, yıpranma, aşınma.
    The carpet shows wear .
    the worse for wear: eskimiş, çok yıpranmış.

    wear and tear: (normal kullanma ile) yıpranma/ yıpratma, aşınma, eskime.
    the wear and tear of modern city life: modern şehir hayatının yıpratıcı etkileri.
  13. İsim dayanıklılık, dayanma.
  14. İsim, Denizcilik geminin başını rüzgârın ters yönüne çevirme.
hislerini (bilhassa aşkını) gizleyememek, belli etmek, açığa vurmak, açık kalpli olmak.
hislerini saklamamak, içi dışında olmak, sır tutmamak, açık kalpli olmak.
duygularını herkese göstermek Fiil
yaşını göstermemek Fiil
bacakları kopmak Fiil
konukseverliğini istismar etmek Fiil
gündelik giyim İsim
gündelik kıyafetler İsim
kullanım ve yıpranma yüzünden bozulma
kullanım veya yıpranma yüzünden bozulma
moda giyim eşyası İsim
giyecek uygun bir şeyi olmamak Fiil
ev giysisi
tatil giyimi
oldukça yıpranmış görünmek Fiil
makine aşınması
erkek elbisesi/giysisi. İsim
motorlu taşıt aşınması
motorlu taşıt eskimesi
gece giysisi/elbisesi. İsim
hazır giyim
hazır giyim
aşınma izleri göstermek Fiil
çocuk giysilerinde uzmanlaşmak Fiil
her türlü aşınmaya dayanmak Fiil
lastik aşınması
ray aşındırma
lastik sırtının aşınması
lastik aşınması
ne boy giyiyorsunuz ?
kötü kullanıma karşı direnmek Fiil
sakallı olmak Fiil
sakalı olmak Fiil
boy giymek Fiil
kaşlarını çatmak Fiil
top sakal bırakmak Fiil
sakal bırakmak Fiil
ihmal edilmiş gibi görünmek Fiil
yüzünde bir gülümseme olmak Fiil
gülümsemek Fiil
yıpranma
aşınma ve yıpranma
aşınma ve eskime
amortisman karşılığı
(a) aşındırmak, yıpratmak.
In the course of centuries, the wind has worn the rocks away. (b) biteviye geçmek, (c) tükenmek.
birşeyi aşındırmak Fiil
birşeyi eskitmek Fiil
birşeyi yıpratmak Fiil
basamakları aşındırmak Fiil
karalara bürünmek Fiil
yas tuttuğunu göstermek için siyahlar giymek Fiil
(a) yavaş yavaş yıpratmak/yıpranmak/aşın(dır)mak.
He finished the wood by rubbing until he wore the
surface down/ until the surface wore down. (b) zayıfla(t)mak, yor(ul)mak, kuvvetten düş(ür)mek.
The illness wore her down. (c) yenmek, dize getirmek, üstün gelmek, pes dedirmek.
To wear down the opposition.
birinin şevkini kırmak Fiil
birinin iradesini zayıflatmak Fiil
birini zayıflatmak Fiil
birini yıpratmak Fiil
birinin iradesini kırmak Fiil
birini güçten düşürmek Fiil
birşeyi eritmek Fiil
birşeyi düzleştirmek Fiil
birşeyi aşındırmak Fiil
düşmanın direncini kırmak Fiil
muhalefeti aşındırmak Fiil
yıllarca dayanmak Fiil
gözlük kullanmak Fiil
kara giymek Fiil
kimsenin boyunduruğu altına girmemek Fiil
(etkisi) azalmak, azalıp yokolmak, dinmek.
The pain is wearing off.
eskileşmek Fiil
yavaş ilerlemek/geçmek, can sıkmak.
The meeting wore on all afternoon.
as the evening wore on: akşam ilerledikçe.
birinin sinirine dokunmak Fiil
imanı gevremek Fiil
didinmek Fiil
=
wear through: (a) tamamile eski(t)mek, eskiyip kullanılmaz hale gelmek, aşınıp tükenmek.
Her
shoes wear out quickly when she goes walking. Worn-out old shoes. (b) yormak, yıpratmak, takatsiz bırakmak.
All this talking wears me out.
wear oneself out: bitkin/mecalsiz hale gelmek.
birinin sabrını tüketmek Fiil
birşeyi yıpratmak Fiil
birşeyi eskitmek Fiil
birşeyi aşındırmak Fiil
kötü kullanım yüzünden aşınmak Fiil
helak etmek Fiil
birinin misafirperverliğini suiistimal etmek Fiil
birinin yanında çok uzun kalmak Fiil
bambaşka bir vecheye bürünmek Fiil
evde hakim olmak Fiil
kral olmak Fiil
şehit düşmek Fiil
yoksul gibi görünmek Fiil
(a) palyaço gibi /rengârenk giyinmek, (b) palyaçoluk etmek, (c) gülünç düşmek, rezil olmak.
(evde) sözünü geçirmek, hükmetmek,
argo borusu ötmek.
She's the one who wears the pants
: Evde onun sözü geçer/borusu öter.
kılıbık olmak Fiil
basamakları aşındırmak Fiil
ailede karar veren kişi olmak Fiil
ailede kararları alan kişi olmak Fiil
aile reisi olmak Fiil
sıkıcı hale gelmek Fiil
ilgi çekiciliğini yitirmek Fiil
ilginçliğini kaybetmek Fiil
delinmek Fiil
gün boyunca yorulmak Fiil
yavaş yavaş son bulmak Fiil
eskitmek Fiil
sonuna yaklaşmak Fiil
(eşya) iyi dayanmak.
wear (one's years) well: (ihtiyar) dinç kalmak.
a well worn joke: eski/bayat nükte.
içinden geçenleri açıkça göstermek Fiil
duygularını açığa vurmak Fiil
içi dışı bir olmak Fiil
duygularını gizlememek Fiil
kendini yıpratmak Fiil
yıpranmak Fiil
kendini yormak Fiil
yorulmak Fiil
dayanmak Fiil
yıpranma ve eskimeyi hesaba katmak Fiil
eskimeye eğilimli olmak Fiil
aşınma amortisman payı
normal aşınma payı
bayrak asmak.
meslek gereği bedenin uğradığı hasar
normal eskime ve yıpranma
üzgün görünmek, yüzü gülmemek, suratını (bir karış) asmak.
yıpranma payı oranı
makul yıpranma payı
spor giysileri bölümü
spor giysi reyonu
araba lastiği aşınma oranı
aşınma ve yıpranma payı olarak falan miktarı düşmek Fiil