1. ingiliz anahtarı
  2. Fiil bur(k)mak, burkutmak, burkutarak koparmak/sökmek/almak, zorla bükmek/çevirip burmak.
    The policeman
    wrenched the gun out of the man's hand: Polis, adamın bileğini bükerek tabancayı aldı.
  3. Fiil burkulmak.
    My ankle wrenched: Ayağım burkuldu.
  4. Fiil kasten ters anlam vermek.
  5. İsim somun anahtarı, İngiliz anahtarı.
    adjustable/box wrench: ayarlı/yuvarlı anahtar.
    monkey wrench:
    İngiliz anahtarı, kurbağacık.
    socket wrench : lokma anahtarı.
    to throw a monkey wrench into: baltalamak, kösteklemek, bozmak, mahvetmek, sabote etmek.
  6. İsim bur(k)ma, burkulma, burkutma, burkuluş, bükme, çevirme.
  7. İsim ayrılık acısı, üzüntü, elem, keder.
    the wrench of leaving one's family.
Allen tornavidası: Allen vidasını vidalamaya mahsus altıgen kesitli L şeklinde alet. İsim
timsah anahtarı.
dirsekli boru anahtarı
cıvata anahtarı
geçme anahtar: somunu üstten tamamen kavrayan boşluğu olan vida anahtarı. İsim
cıvata anahtarı
ekonomi krizi
lokma anahtar
çatal anahtar
çatal anahtar
ingiliz anahtarı
somun anahtarı
somun anahtarı. İsim

adjustable spanner ile ayni anlama gelir. İngiliz anahtarı. İsim
köstek, engel, bir şeyi bozan/engelleyen şey.
throw a monkey wrench into: (işi) bozmak/engellemek/kösteklemek.

He threw a monkey wrench into our plans.
İsim
saplamalı anahtar, somunların yarığına girecek pimi olan anahtar. İsim
boru anahtarı. İsim
bujon anahtarı
yuvalı anahtar.
spanner ile ayni anlama gelir. somun anahtarı.
boru anahtarı. İsim
acıklı ayrılık
tork anahtarı İsim, Makine
piyano akort anahtarı.
(zihni, gözü) zorla ayırmak/ uzaklaştırmak.
I tried to wrench my gaze away from the apalling sight.
Finally he would wrench his mind away to something else.
anahtar ağzı
kapıyı kırıp açmak Fiil
lokma anahtar
baltalamak, kösteklemek, bozmak, mahvetmek, sabote etmek.