borsa fiyatlarının düşmesi
(a) fena, (b) talihsiz, şanssız, …'den mahrum.
He's badly off for friends: Arkadaştan yana hiç
talihi yok.
Cf.:
well off.
çıkartma (televizyon ya da radyoda , planlanmamış olmasına karşın programın bir bölümünün yayın dışı bırakılması
bedelini ödeyerek bir şeyi yükümlülükten kurtarmak
Fiil
reasürans sözleşmesinde reasürörün rizikolarla ilgili sorumluluğunun bittiği tarih
bir emri iptal etmek
Fiil
(otomobil vs ile) ayrılmak
Fiil
kaynak olarak kullanmak
Fiil
tabaktan yiyecek almak
Fiil
kendine yaklaştırmamak
Fiil
uzay aracı ya da roketin dikey havalanışı
bilgisayar sisteminden çıkmak
Fiil
(askerlik) hareket etmek
Fiil
uzağa, uzakta(ki).
house a mile off: bir mil uzaktaki ev.
You are off the road: Yoldan
uzaklaştın.
keep someone off: birisini uzaklaştırmak.
go off: uzaklaşmak, uzağa gitmek.
far off: çok uzak.
to go off to sleep: uyumak, uykuya dalmak.
to run off: koşarak uzaklaşmak, tüymek.
Zarf
ileride, ileriye, öteye, ötede.
They live two blocks off: 2 blok ötede oturuyorlar.
Zarf
dışarı(ya), dışarıda. (Anlamı çok defa fiilde gizlidir):
to take one's coat off: ceketini çıkarmak.
Hats off! Şapkanızı çıkarınız!
off with your shoes: Ayakkaplarınızı çıkarınız!
to cut someone's head off: birisinin kellesini uçurmak.
Zarf
çalışmaz, arızalı, gayrıfaal.
turn the light off: ışığı söndür!
turn the water off: suyu kapat.
Zarf
tüm, tekmil, tamamen, toptan, hepsi, bütün.
pay off the debt: borcun hepsini ödemek.
kill off all enemies: düşmanların hepsini/tümünü öldürmek.
beat off the attack: hücumu tamamen püskürtmek.
Zarf
izin, tatil.
my day off: izin günüm.
Zarf
(karadan) uzakta, açıkta.
The ship anchored off İzmir: Gemi İzmir açıklarında demirledi.
Zarf
yana, tarafa.
The road branches off Konya: Yol Konyaya ayrılır.
Zarf
indirimli, tenzilatlı.
Ten percent off for cash: Peşin para ile %10 indirimli.
Zarf
büsbütün, tamamen.
break off a piece of bread: bir parça ekmek koparmak.
Edat
-siz/-sız, -den ayrılmış, …'i kaybetmiş.
off balance: dengesiz, dengesini kaybetmiş.
Edat
indirimli, tenzilatlı, daha ucuz.
25 percent off the marked price: etiket fiyatından %25 daha ucuz.
Edat
terketmiş, kaçınan.
I'm off liquor: İçkiyi terkettim.
Edat
uzakta, sapa.
a village off the main road: ana yoldan uzakta bir köy.
Edat
-den ayrılan, -ye kavuşan, … ile birleşen.
an alley off 12th street: 12nci caddeden ayrılan bir yol.
Edat
uzak, uzakta, uzağa, aşağıya, öteye vb.
keep off the grass: çimlere basmayınız (çimlerden uzak
durunuz).
He jumped off the horse: Attan (aşağıya) indi.
Edat
-den/-dan.
I bought it off him: Bunu ondan satın aldım.
Edat
-den/ile yapılmış (yemek vb.).
to make a meal off fish: balıktan yemek yapmak.
Edat
-den uzağa.
take the lid off the box: kutunun kapağını kaldır/çıkar.
Edat
birazcık anormal, kaçık.
Sıfat
iptal edilmiş, battal, hükümsüz, geçersiz.
The agreement is off.
Sıfat
izinli, tatilde, boş, işsiz, âvare.
a passtime for one's off hours.
Sıfat
-dışı.
off season: mevsim dışı.
Sıfat
uzak, öte.
the off side of the wall.
Sıfat
denize doğru, açıklara doğru.
Sıfat, Denizcilik
(kriket) karşı taraf sahasında bulunan.
Sıfat
uzaklaşma, uzak oluş/bulunuş hali.
İsim
(kriket) karşı taraf sahası.
İsim
başlangıç.
from the off: başlangıçtan beri.
İsim
defol! çekil! yıkıl!
(Be) off with you!: Yıkıl! Git! Defol! Çek arabanı!
Ünlem
sinema ya da televizyon kamerasının alış alanının dışında
hesaba katılmayan masraflar
İsim
özel olarak etiketlenmiş bir malın iskontolu düşük kaliteli cinsi
bir malın normal etiketi üzerine işaretlenmiş indirimli fiyat
sigortanın bitiminde sigortacının taşıdığı rizikonun da sona ermesi
işlerin durgun olduğu zaman
hava tehlikesinin bitmiş olduğunu gösteren işaret
tek olarak üretilmiş ürün
(askeri uçakta) gruptan ayrılıp inişe geçmek
Fiil
yürüyerek yola çıkmak
Fiil
(yüksek sesle veya kendi kendine) bir şeyi iyice okumak
Fiil
sorumluluğu bir şeye ya da bir başkasına atma
(işten kaçmak amacıyla) savuşmak
Fiil
bir diğerinin yan ürünü olarak ortaya çıkan bir ürün ya da teknoloji
vb gibi iyi bilinen bir üründen yararlanmak düşüncesiyle üretilmiş bir ürün
bir şirketin bir bölümünden oluşmuş
ya da büyük bir şirketin mülkiyetinden ayrılmış bir şirket
iyice azalmak; iyice azaltmak
Fiil
tık tık vurarak saymak
Fiil
işaretleyerek saymak
Fiil
kullanılmaz kılmak
Fiil, Bilgi Teknolojileri
bir banknot destesini çıkarmak
Fiil
bıçakla kafasını uçurmak
Fiil
kıymetini sıfıra indirmek
Fiil
(Br) zarar olarak kabul edilen miktar
gider kaydetmek
Fiil, Muhasebe
bir varlığı giderleştirmek
Fiil
...'i giderleştirmek
Fiil, Muhasebe