easily

  1. Adverb kolayca, kolaylıkla, zahmetsizce.
    I can easily finish it today.
  2. Adverb rahat rahat, bol bol, kuşkusuz, şüphesiz.
    This is easily his best novel: Kuşkusuz bu onun en iyi romanıdır.
  3. Adverb muhtemelen, pekâlâ.
    It may easily rain: (Muhtemelen) yağmur yağabilir.
    He may easily be wrong:
    Pekâlâ yanılmış olabilir.
rahata kavuşmak, rahatlamak, rahat nefes almak.
Now that the crisis was over, he could breathe freely.
kullanışlı olmak Verb
kolay ambalajlamak Verb
nanemolla (argo)
kolaycacık
malları kolay satmak Verb
kir tutmak Verb
çabuk kirlenmek Verb
kolay lekelemek Verb
kolay lekelenmek Verb
kolay heyecanlanmak Verb
kolay satılır
sıkılgan
morali çabuk bozulmak Verb
gözü sulu olmak Verb
sevindirmesi kolay olmak Verb
kolay sinirlenmez