bir müşterinin hesap bakiyesinin tahsildeki çeklerden oluşan kısmı
döviz kurunun merkez bankasının tümüyle denetimi dışında dalgalanması
paranın serbest dalgalanması
ölü yüzmesi: ölü gibi yüzükoyun uzanarak su üzerinde kalma.
Noun
merkez bankası kendi parasını korumak amacıyla piyasaya müdahaleye devam eder
kısmet yönetilen oynak döviz kuru
hükümetin döviz kurlarına müdahale etmeyeceğini resmen açıklamasına rağmen
el altından müdahaleyi sürdürmesi
halka açıklık oranı
Noun, Banking
benzin deposu şamandrası
Noun, Transport
(US) bir kişi ya da örgütten ötekine bilgi aktarmada geçen zaman
bir istikraz çıkarmak
Verb
bir şirkete sermaye tedarik etmek
Verb
hisselerini satışa arzetmek
Verb
yeni bir şirket kurmak
Verb
gemi enkazını yüzdürmek
Verb
bulunmak, olmak, dolaşmak.
“Where's my pen?” “It must be floating about somewhere.” “Kalemim nerede?”
“Buralarda bir yerde olmalı.”
(US) belli bir ikametgâhı olmadan dolaşmak
Verb
sallı köprü, yüzer köprü.
Noun
yüzeç odası, sabit düzey kabı: içindeki sıvıyı sabit düzeyde tutan düzeneği haiz kap.
Noun
düz cam: ergimiş kalay üzerine ergimiş cam hamuru dökerek yapılan düzgün yüzeyli cam.
Noun
şamandıra iğnesi
Noun, Transport
ayakları yerden kesilmek
Verb
mutluluktan havalara uçmak
Verb
sevinçten havalara uçmak
Verb
birini iktidara getirmek
Verb
döviz kurunu dalgalandırmak
Verb
kambiyo kurunu dalgalandırmak
Verb
serbest seçmen, bir partiye bağlı olmayan seçmen.
Noun
paraların müşterek dalgalanması
kontrollü kur rejimi
Noun, Banking