gücü

Turkish-English Translation

  1. consuming power
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Akışkan gücü ile çalışan ekipmanların imalatı (NACE kodu: 28.12)
Manufacture of fluid power equipment (NACE code: C28.1.2) Noun, Trades-Professions
temyiz gücüne sahip
mentally fit Noun, Law
temyiz gücüne sahip
mentally competent Noun, Law
temyiz gücüne sahip
of sound mind Noun, Law
temyiz gücüne sahip
sane Noun, Law
(gemi) savaş gücü
fighting efficiency
(makine) çalışma gücü
working power
(motor) gücü
range of capacity
adale gücü
brawn
alıcı gücü
buyer power Noun, Competition Law
alım gücü
purchasing power
alım gücü
affordability Noun
ateş gücü
fire power
atış gücü
firing power Noun, Military
atom gücü
nuclear power
atom gücü
atomic power
aydınlatma gücü
luminosity Noun
azim ve irade gücü
strength of mind
banka gücü
banking power
barış gücü
peace footing
barış gücü
peace corps Military
barış gücü
peacekeeping force Noun, Military
baskı gücü
leverage Noun
beden gücü
physical power Noun
bellek gücü
strength of memory
bellek gücü
memory power
beygir gücü
horse power
beygir gücü
horsepower Noun, Physics
beygir gücü
HP Noun, Physics
beyin gücü
brain power
beyin gücü
brain drain
bilek gücü
the strength of one's fists
bir gücü
modulus
borç ödeme gücü
solvency Noun, Accounting
büyük zihin gücü
great intellectual power
büyültme gücü
magnification
çalışma gücü
(machine) working power
can gücü
momentum
çarpma gücü
impulsive force
çekim gücü
force of gravity
çekim gücü
attraction Noun, Physics
çekiş gücü
traction Noun
çekiş gücü
hill-climbing efficiency (car)
çekme gücü
tractive force
çekme gücü
hauling power Noun, Maritime Traffic
dalga gücü
wave power Noun, Environment-Ecology
dayanma gücü
staying power
dayanma gücü
bottom
deniz gücü
sea power
deniz gücü
naval power
deniz gücü
maritime power
direnme gücü
power of resistance
direnme gücü
strength
donanım gücü
installed capacity
elektrik akımının gücü
strength of electric current
elektrik gücü
electric power
emiş gücü
suction Noun
emme gücü
absorbtive power
eyleme gücü
agency Noun, Philosophy
fiyatın gücü
price strength
fiyatlama gücü
pricing power Noun, Competition Law
fren gücü
breaking action
fren gücü
breaking power
fren gücü
breaking effect
fren gücü
breaking force
frenleme gücü
breaking efficiency
halkın gücü
power of people
harcama gücü
spending power
hava gücü
air power
hayal gücü
representative faculty
hayal gücü
imagination Noun
hayal gücü
imaginative power
hidroelektrik gücü
houille blanche
ifade gücü
expressive force
ifade gücü
force of expression
ihraç edilebilir insan gücü
exportable manpower
ikna gücü
cogency
ikna gücü
power of suggestion
insan gücü
manpower
insan gücü
mortal power
irade gücü
will power
irade gücü
willpower
iş gücü
labour force
ısı gücü
heat power
ısı gücü
heat capacity
ışıma gücü
emissivity Noun, Physics
ısıtma gücü
heating effect heating power
ısıtma gücü
heating power
ısıtma gücü
heating effect
itme gücü
driving power
kafa gücü
brain power
kalori gücü
caloric intensity
kamuoyunun gücü
strength of public opinion
kanun gücü
force of law
kanunun gücü
power of the law
kanunun gücü
strength of law
kapsama gücü
capacity Noun
karakter gücü
force of character
kazanma gücü
earning power
kızdırma gücü
heating power
konuşma gücü
conversational power
mahkeme hükmünün gücü
strength judgment
makine gücü
mechanical
makine gücü
engine capacity
manevra gücü
maneuverability Noun
motor gücü
motor output
motor gücü
engine power Noun, Transport
motor gücü
horsepower engine
mücadele gücü
resilience Noun, Psychology
muhakeme gücü
discernment Noun
nafaka gücü
faculties
ödeme gücü
ability to pay
ödeyebilme gücü
capacity to pay
paranın gücü
money power
pazar gücü
market power Noun, Competition Law
pazarlık gücü
bargaining power
personel gücü
personnel strength
plasman gücü
placing power
polisin gücü
strength of the police
rekabet gücü
competitiveness Noun, Management
salım gücü
emissivity Noun, Physics
satın alabilme gücü
buying capacity
satın alma gücü
purchasing capacity
satınalma gücü
purchasing power
satış gücü
selling power
satış gücü
sales force
savaş gücü
fighting force
savaşma gücü
fighting strength
sindirme gücü
absorbtive power
sinyal gücü
signal strength Noun
siyasi etki gücü
political clout
sömürge gücü
colonial power Noun, Politics-Intl. Relations
su gücü
water power
su gücü
hydraulic power
taarruz gücü
combat power Noun, Military
tahrip gücü
destructive power Noun, Military
tam yük gücü
dead weight capacity
taşıma gücü
carrying power
taşıma gücü
conveyer capacity
taşıma gücü
conveying capacity
taşıma gücü
conveyor capacity
taşıma gücü
bearing capacity Noun, Construction
tedavül gücü
negotiability
tekel gücü
monopoly power Noun, Competition Law
tüketici gücü
consumptive power
tüketici gücü
consuming power
tüketici satın alma gücü
consumer buying power
ulama gücü
conveyer capacity
ulama gücü
conveyor capacity
üretim gücü
productive power
üretim gücü
productive energy
üretim gücü
productive force
üretim gücü
productive resource
vergi gücü
taxable capacity
vuruş gücü
strike power Noun, Military
yargı gücü
judicator power
yargı gücü
judicial authority
yargılayabilme gücü
judicative power
yaşam gücü
(Fr.) elan vital
yaşam gücü
vital force
yasama gücü
legislative power Noun, Law
yaşama gücü
vitality Noun
yatırım gücü
power of investment
yayın gücü
transmitting power
yayma gücü
emissivity Noun, Physics
yerçekimi gücü
gravitation
yürek gücü
morale
zihin gücü
intellectual powers
zihin gücü
mental powers
gücü olduğunu hissetmek
to feel up to Verb
gücü ötesinde
to be above oneself
gücü yerinde
up strength
alım gücü değeri
purchasing value
askeri gücü takviye etmek
to build up Verb
bağlayıcı gücü olmamak
to be of no binding force Verb
bir şeye gücü yetmek
to be equal to anything Verb
dayanma gücü kalmayıncaya kadar
to the bitter end
elektrik gücü ikmali
electric power supply
elektrik gücü sanayii
electric power industry
hayal gücü dolu
poetic
insan gücü kaynağı
resources in men
insan gücü yatırımı
investment in man
iş görecek gücü kalmamış
effete
iş gücü arzı
supply of labour
iş gücü talebi
demand for labour
iş gücü; iş; çalışma
labour
ısı gücü makinesi
heat engine
kanunen gücü olmak
to have legal force Verb
kanuni gücü olan emir
statutory order
kavrama gücü çabuk olma
quick of apprehension
makine gücü ile çalışan
power operated
motor gücü ile işleyen
power driven
motorun gücü artırılmış otomobil
(US) souped-up car
motorunun gücü artırılmış otomobil
souped-up car
muhakeme gücü olan
discerning
politik gücü seferber etme
to have political muscles
satın alma gücü fazlalığı
excess of purchasing power
su gücü ile ilgili
hydrodynamic
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Dokuma tezgâhında, çözgü ipliklerini desene uygun ... yukarı hareket ettiren parça
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.