bulunduğu mevkiden çok daha iyisine layık olmak
Verb
ticarete elverişli ticaret endeksi
belli bir fiyata iyi olmak
Verb
daha uzun yıllar çalışabilir durumda olmak
Verb
üç ay için geçerli olmak
Verb
bir yıl için geçerli sözleşme
sıhhati iyi olma belirli bir fiyata iyi olmak
Verb
kötülüğe iyilikle mukabele etmek
Verb
kamu yararına hareket etmek
Verb
genç bir kız için iyi kısmet olmak
Verb
iyi davranış için ödül verilmek
Verb
iyi davranış için ödül vermek
Verb
yaptığı iyi işler için ödüllendirilmek
Verb
birinin iyiliği için tasarlanmış
birini iyi bir amaç için kazanmak
Verb
ilkeler uğruna verilen mücadele
temelli/daimî olarak, büsbütün, bütün bütün, tamamıyla.
He has left the country for good.
temelli/daimî olarak, büsbütün, bütün bütün, tamamıyla.
He has left the country for good.
geçerli ve uygun bir bedel karşılığında
Adverb, Law
fazla olarak, fazladan, ek olarak, ilâveten, ihtiyaten.
parasının karşılığını almak
Verb
karınca kararınca yardım etmek
Verb
iyi bir amaç uğruna çalışma onuru
bir mevki için uygun eleman
daktilo ve büro memurları için cazip iş olanakları
Noun
işe kafası yatkın olmak
Verb
şaraptan iyi anlamak
Verb
yetenekli genç kişilerin kokusunu almada becerikli olmak
Verb
iyi işçiliği ile tanınmış olmak
Verb
bir daha dönmemek üzere gitmek
Verb
bir şeyi yapmak için haklı nedeni olmak
Verb
bir şeyi yapmak için haklı nedeni olmak
Verb
birini olumlu etkilemek
Verb
Kendi iyiliğin için.
Sentence, Idioms
Senin iyiliğin için.
Sentence, Idioms
bir memleketten temelli ayrılmak
Verb
hiçbir şeyden hoşnut olmamak, daima aleyhinde bulunmak, herşeyi tenkit etmek.
birinden yana konuşmak
Verb
birinin lehinde konuşmak
Verb
iyi hal indirimi
Noun, Law
biri için iyi söz söylemek
Verb
biri hakkında iyi konuşmak
Verb
birine iyi bir yer ayırmak
Verb
birinin iyi haline kefil olmak
Verb
bütün bir saat boyunca beklemek
Verb
kamu yararına çalışmak
Verb
memleket yararına çalışmak
Verb
vatan uğruna çalışmak
Verb
memleket uğruna çalışmak
Verb
vatan yararına çalışmak
Verb